Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının 22/05/2009 tarihinde bölge sorumlusu üzerine yürüyerek küfür ettiğinden 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25 /II- d maddesi gereğince.... haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının davalı işverenin tutanağı imzalamaları için tanıklara baskı uygulandığı, davacının işverenin kontrol memuru ... küfür etmediği, davacının iş akdi haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Karar davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II-d bendine göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, Anayasanın 25 ve 26. maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli
olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 4857 sayılı Kanun"un 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.
Dosya içeriğine göre davacı işçinin davalı şirkete ait işyerinde 01/02/2005 tarihinden beri şoför olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 29/05/2009 tarihli fesih bildirimi ile 22/05/2009 günü bölge sorumlusunun üzerine yürüyerek küfür ettiğinden 4857 sayılı Kanun’un 25 /II-d maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece olay günü davalı işveren tarafından tutulan tutanakta imzası bulunan davalı işveren çalışanları taraflarca tanık olarak gösterilmeleri üzerine dinlenmiş olup tanıklar N. B., B. Y. ve Y. T. davacının işyerinde tutanak imzacıları kontrol memuru M.A."ya küfür etmediğini, işverenin işçilere tazminat vermemek için bir kısım işçilere tutanak tuttuğunu, iş korkusu yüzünden tutanağı imzalamak zorunda kaldıklarını, tutanak içeriğinin doğru olmadığını beyan etmişlerdir. Diğer yandan davalı tanığı olarak dinlenen tanıklar davalının savunmasını doğrulayacak şekilde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkemece davacının da olay günü verdiği savunmasında tartıştığını kabul ettiği halde davacı tanıklarının tutanak içeriğini doğrulamadıklarından davacının işverenin diğer işçisine hakaret etmediği gerekçesi ile davanın kabulü yönünde karar verilmesi dosya içeriğine uygun düşmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tarafların tüm tanıkları yüzleştirilmek suretiyle olay hakkında ayrıntılı şekilde beyanları alınmalı, varsa beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, olayın gelişme biçimi ve fesih nedeni yapılan hakaret ve sataşma eylemlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, yapılan araştırma sonucunda davacının fesih bildiriminde belirtilen eyleminin sabit olduğunun anlaşılması halinde feshin haklı nedene dayandığı, eğer davacının sataşma ve küfretme eylemi sabit olmasa bile davacının fesih gerekçesi yapılan eylemlerden başka davalı işverenin davacıyı uyardığı önceki eylemleri ile birlikte işveren yönünden geçerli neden oluşturacağı gözetilerek davanın reddine karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.