12. Hukuk Dairesi 2014/7190 E. , 2014/9436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2013/308-2013/467
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi üçüncü kişinin, iflas idaresinin 09/04/2013 tarihli kararına istinaden iflas müdürlüğünce verilen 15/04/2013 tarihli ihale konusu taşınmazın İİK.nun 135. maddesi gereğince tahliyesi ile ihale alıcısına teslim edilmesi kararının ve bu karar çerçevesinde Kemer İcra Müdürlüğüne yazılan talimatın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karara karşı şikayetçinin temyiz talebinin de, yine mahkemece İİK.nun 363.maddesi gereğince kararın temyizi kabil olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 135.maddesi gereğince çıkarılan tahliye emrinin iptali isteminin icra mahkemesince reddi üzerine, iflas müdürlüğünün, iflas idaresinin kararı doğrultusunda ihale konusu taşınmazın tahliye ve ihale alıcısına teslimine ilişkin kararının iptaline ilişkin olup, bu konuda verilen icra mahkemesi kararı, İİK.nun geçici 7.maddesi gereğince 5311 Sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki İİK.nun 363/1-3.maddesi uyarınca temyizi kabildir. İcra mahkemesi kararında, hükmün kesin olarak verildiğinin yazılı bulunması, bu kararın temyiz incelemesinin yapılmasına engel değildir. Bu nedenle İstanbul 20.İcra Mahkemesinin 03/07/2013 tarih ve 2013/308 E, 2013/467 K. sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verildi. İstanbul 20.İcra Mahkemesinin 29.05.2013 tarih ve 2013/308 E, 2013/467 K. sayılı esasa ilişkin kararının temyiz incelemesine geçildi.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İstanbul 9.İcra Mahkemesinin 25/10/2010 tarih ve 2010/1113 E. - 1510 K. sayılı İİK"nun 135. maddesi kapsamında gönderilen tahliye emrinin iptaline ilişkin kararının Dairemizin 26/05/2011 tarih ve 2011/9548 E. - 10784 K. Sayılı kararı ile bozulduğu, mahkemece önceki kararda direnilmesi üzerine, direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2012 tarih ve 2012/12-45 E.-170 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bozma ilamına uyularak İstanbul 9.İcra Mahkemesinin 28/12/2012 tarih ve 2012/1147 E. - 1277 K. Sayılı kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03/06/2013 tarih ve 2013/11965 E. - 2013/20449 K. sayılı ilamı ile onandığı görülmektedir. Bu bağlamda, İİK.nun 135.maddesi gereğince tahliye emri çıkarılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.
Somut olayda şikayet konusu (yani uyuşmazlık), icra mahkemesi ve asliye hukuk mahkemesince verilen tedbir kararlarının, safahatı yukarıda açıklanan İİK.nun 135.maddesi kapsamında çıkarılan tahliye emrine göre taşınmazın tahliyesini ve ihale alıcısına teslimini önleyip önlemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
İİK"nun 22. maddesi gereğince şikayet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz. İİK"nun 135. maddesine dayalı olarak çıkarılan tahliye emrinin iptali istemli şikayetin incelenmesi sırasında icra mahkemesince, tahliyenin hüküm verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, konu hakkında esasa ilişkin karar verildiğinden bu tedbir artık hüküm ifade etmez.
Kemer Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen tedbir kararının, tahliye ve teslime etkisinin incelenmesine gelince;
Şikayetçinin Kemer Asliye Hukuk Mahkemesine(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)açtığı davada (2010/399 E. sayılı dosyada) 28/07/2010 tarihinde mahkemece tahliyenin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, ancak davanın mahiyeti gözetilerek tespit niteliğinde açılan davada İİK.nun 72.maddesi gereğince takipten(tahliye isteğinden) sonra açılan bu dava nedeniyle İİK.nun 72/3 cümle 1"e kıyasen tensiple verilen tedbirin 15.09.2010 tarihinde kaldırılmasına, tedbirin tebdili ile İİK.nun 72/3 cümle 2"ye kıyasen taşınmazın alıcıya teslim edilmesinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
İhale konusu taşınmazı işgal etmekte olan üçüncü kişi, taşınmazı tahliye etmesi gerekmediğinin tespiti amacıyla genel mahkemede tespit davası açabilir. Bu dava İİK"nun 72.maddesi anlamında bir menfi tespit davasıdır. İİK"nun 135.maddesi nedeniyle tahliye tehdidi altında bulunan üçüncü kişinin menfi tespit davası açmasında hukuki yararı vardır. Alıcının tahliye talebinde bulunmasından sonra açılan menfi tespit davalarında, mahkeme, İİK.nun 72.maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesi hükmü gereğince tedbiren tahliyenin durdurulmasına karar veremez. Ancak İİK.nun 72.maddesinin 3.fıkrasının ikinci cümlesi hükmü kıyasen uygulandığında, tahliye işleminden sonraki, taşınmazın alıcıya teslim edilmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verebilir (Prof.Dr.Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2012 tarih ve 2012/12-45 E.-170 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere, genel mahkemede İİK.nun 72.maddesi anlamında menfi tespit davası açılmış olması, icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmez. Hukuk Genel Kurulunca yapılan inceleme safhasında, Asliye Hukuk Mahkemesinin ihale konusu taşınmazın tesliminin durdurulması hakkındaki ihtiyati tedbir kararı mevcut olup, 16/03/2012 tarihli ilamda menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasının gerekmediği belirtilmiş ise de, şikayet konusu edilen hususun içeriği itibariyle sözkonusu ihtiyati tedbir kararının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, üçüncü kişinin asliye hukuk mahkemesince verilen tedbir kararının teslime engel olacağı yönündeki şikayetinde, ihtiyati tedbir kararının taşınmazın teslimine engel olup olmayacağının irdelenmesi gerekir.
O halde, asliye hukuk mahkemesinin verdiği ihale konusu taşınmazın ihale alıcısına teslim edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının iflas müdürlüğünce uygulanması zorunlu olduğundan, bu karar taşınmazın tahliyesini engellemez ise de, ihale alıcısına teslim edilmesini engelleyeceğinden, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile üçüncü kişinin taşınmazın tesliminin durdurulmasına ilişkin isteminin kabulü gerekirken talebin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.