10. Hukuk Dairesi 2011/250 E. , 2012/6087 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malûllük aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
20.11.1997 günü 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında zorunlu sigortalı olarak tescil edilerek adına 20 günlük bildirim ve prim ödemesi gerçekleştirilen davacının 21.06.2007 tarihinde davalı Kuruma başvurarak askerlik ve 3201 sayılı Kanun hükümleri gereğince yurt dışı borçlanması isteminde bulunduğu, 27.05.1990 – 27.11.1991 tarihleri arasındaki 540 günlük askerlik süresine karşılık gelen borçlanma tutarını 05.07.2007, 19.12.1992 – 18.03.1998 döneminde ...gerçekleşen çalışma süreleri yönünden 1260 günlük borçlanma bedelini 26.07.2007 tarihinde ödediği, 26.07.2007 günü Kuruma yönelttiği malûllük aylığı tahsis başvurusunun, malûl durumda olmasına karşın, malûliyeti gerektiren arızasıyla işe girdiği gerekçesiyle kabul edilmediği, itiraz üzerine yeniden inceleme yapan Kurumca aynı görüşü içeren 04.12.2007 tarihli... kararına dayanılarak talebinin bir kez daha reddedilmesinden sonra işbu davanın açıldığı belirgin olup, mahkemece yapılan yargılama aşamasında düzenlenen, kronik şizofreni tanısı konulan davacının %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu, 20.11.1997 günü itibarıyla da var olan bu hastalığının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olup olmadığının bilinemeyeceği yönündeki ... esas alınarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Kimlerin malûl sayılacağı” başlığını taşıyan 53’üncü maddesinde, Kurum hastanelerince düzenlenecek yöntemine uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği Kurumca belirlenen sigortalının malûllük sigortası bakımından malûl sayılacağı, bu Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanların bu hastalık veya arızasının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını, Kurum
veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usulüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlü oldukları, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan belirlenen sigortalıların bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamayacakları açıklanmış; “Malûllük aylığından yararlanma şartları” başlıklı 54’üncü maddesinde, sigortalının malûllük aylığından faydalanabilmesi için gereken koşullar (a) ve (b) bendi olarak sıralanarak (a) bendinde, 53’üncü maddeye göre malûl sayılma şartı belirtildikten sonra (b) bendinde, toplam olarak 1800 gün veya en az beş yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak koşulu öngörülmüştür. “Aylığın başlangıcı” başlığını taşıyan 56’ncı maddesinde ise, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malûllük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malûl sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı istemini izleyen takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki ay başından başlanacağı bildirilmiştir.
Bununla birlikte, yargılama aşamasında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 25’inci maddesinde, sigortalının istemi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca yöntemine uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma gücünün en az %60’ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca belirlenen sigortalının malûl sayılacağı, ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün %60’ını veya görevini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan saptanırsa, sigortalının bu hastalık veya özrü sebebiyle malûllük aylığından yararlanamayacağı hüküm altına alındıktan sonra, 26’ncı maddesinde, sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için, 25’inci maddeye göre malûl sayılma ile en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olma koşulları açıklanmıştır.
Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin (F) bendinde, bu Kanuna göre sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların, er olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını veya bir kısmını, kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı istemde bulunmaları durumunda ve hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerini ödemeleri koşulu ile borçlandırılacakları, borçlandırılan sürenin karşılığı olan gün sayısının, sigortalının prim ödeme gün sayısına katılacağı, bu Kanuna göre belirlenen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma durumunda, sigortalılığın başlangıç tarihinin, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürüleceği belirtilmiş, 5510 sayılı Kanunun 41’inci maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5’inci maddesinde, sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları gün sayısının, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılacağı, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihinin, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürüleceği öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; söz konusu yasal düzenlemeler kapsamında, ...’de ilk defa çalışmaya başladığı 20.11.1997 tarihinden itibaren geriye götürülmek suretiyle saptanan sigortalılık başlangıç günü, askerlik ödevinin yerine getirildiği tarihler, yurt dışında gerçekleşen çalışma süreleri dikkate alındığında, davacının “sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızası bulunan kişi” olarak nitelendirilemeyeceği belirgin olup, malûllük olgusu ile prim ödeme gün sayısı yönünden aylık bağlama koşullarının yerine getirildiği de açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.