3. Hukuk Dairesi 2020/12035 E. , 2021/4029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacı- karşı davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 13/04/2021 tarihinde davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 21/04/1998 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, satış vaadi sözleşmesine konu 17 adet gayrimenkulun bedelini davalıya sözleşme tarihinde nakit olarak ödediğini, davalının söz konusu gayrimenkullerden intifa hakkını da verip gayrimenkullerin devrini Ekim 1998 tarihinde vereceğini sözleşme ile taahhüt ettiğini, ancak davalının tapuda devir borcunu ifa etmemesi nedeniyle 02/06/2014 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/209 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını davanın kısmen kabul edildiğini, 132 ada 6 parsel( sözleşmede 318 nolu parsel ) davalı adına kayıtlı olmadığından, 156 ada 14 parsel ( sözleşmede 712 parsel) taşınmazdan yol geçmek sureti ile ifraz olup ve yeni parsellere ayrılmış 156 ada 25,23 parsel kamulaştırıldığından bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ... İİi ... İlçesi 132 ada 6 parsel, 156 ada 23,25 parseller yönünden ifa imkansızlığı ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği gayrimenkullerin değerinin tespiti ile tahsiline, satış vaadi sözleşmesine konu olan ve tesciline karar verilen taşınmazlar yönünden davalının kusuru nedeniyle geç intikalden kaynaklı zarar ve kazanç kaybının tespiti ile ödenmesine karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile 132/6 parsel 156 ada 23ve 25 parsel için 177.858,00 TL ile mahkeme kararı ile tesciline karar verilen ve taşınmazlar geç teslim edilmeseydi alabileceği, teşvik , mazot, destek bedeli olarak 28.782,86 TL nin tahsilini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, eldeki davanın ... İlçesi ... Köyü 132 ada 6 parsel, 156 ada 23 ve 25 parsel sayılı taşınmazlar için 1988 yılında akdedilen sözleşmeye ilişkin olup, sözleşmenin hali hazırda ifa edilmemiş olduğu ve sözleşmeye konu taşınmazların davacının kullanımında olmadığı
gibi kendisine bu süreçte fiilen teslim edilmediğinin de dosya kapsamından sabit olduğu, icra edilen keşiflerde de gerek taraf tanıkları gerekse mahali bilirkişiler söz konusu taşınmazların davacının kullanımında olmadığına yönelik beyanlarda bulundukları, zamanaşımı başlangıç tarihi TBK 149 . madde hükmü uyarınca alacağın muaccel olacağı tarih itibariyle işlemeye başlayacağından ve taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 3 nolu bendinde sözleşmenin Ekim 1998 tarihinde yerine getirileceğine dair hüküm bulunduğundan , 1998 yılı Ekim ayı itibariyle alacağın muaccel olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, eldeki davanın 31/12/2015 tarihinde açıldığı , Kasım 2008 tarihi itibariyle söz konusu sözleşmeden doğan alacak hakkının kullanımında zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, davalı yanın usulüne uygun zamanaşımı defii dikkate alınarak davacı taleplerinin reddine karar verilmiş, tarafların istinaf talebi, Bölge Adliye Mahkemesince, "tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re"sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından" gerekçesi ile verilen red kararı usul ve yasaya uygun bulunarak istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; davacı, bu sefer temyiz talebinde bulunmuştur.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 21.04.1998 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmeye dayanan davalarda zamanaşımı süresi BK 125. (TBK 146) maddesi gereğince 10 yıldır. Bu sürenin işlemeye başlayacağı tarih sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği tarihtir. Alıcının/tüketicinin ferağ ümidinin bittiği tarihten itibaren bedelin geri alınması için dava açma hakkı başlar. Bu hukuki esaslar YİBK nın 7.6.1939-31/47 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Somut olayda; davacı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/209 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine tapu iptali ve tescili talebi ile dava açılmış olup davalı taraf davayı kabul etmiştir. Ancak mahkemece, dava konusu ... Köyü 132 ada 6 parsel sayılı taşınmazda (eski 318 nolu parsel) davalının mülkiyet hakkı bulunmadığından; ... Köyü 156 ada 14 parsel sayılı taşınmazda yol geçmek suretiyle yeni parseller oluştuğu ve bu parsellerden olan 156 ada 23 parsel ve 156 ada 25 parsel sayılı taşınmazların yol vasfında olduğu ve mülkiyetinin kamulaştırma işlemi sonucunda Karayolları Genel Müdürlüğü"ne geçtiği, bu parsellerde davalının mülkiyet hakkının bulunmadığından özel mülkiyete elverişli bulunmayan bu parseller yönünden açılan davanın reddine, diğer parseller yönünden taraflar arasında geçerli gayrimenkul satış vaadi olmasına ve davacı tarafından satış bedelinin peşinen ödendiği anlaşılmasına rağmen davalı tarafından tapuda devir işleminin gerçekleşmediği ve davalının da açılan davaya esas yönünden herhangi bir itiraz ileri sürmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 08.09.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda ifanın imkansız olduğu tarih 08.09.2015 olup eldeki davanın 25.12.2015 tarihinde açıldığı gözönüne alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.