9. Hukuk Dairesi 2015/9283 E. , 2018/3128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin, davalılara ait .... Havalimanı İşletmesinde 15/05/2007-30/04/2012 tarihleri arasında özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 30.04.2012 tarihinde noter kanalıyla iş akdini emeklilik için gerekli prim gün sayısına ulaşmış olmasına dayanarak tek taraflı feshettiğini, çalıştığı dönemin ilk 2 yılında haftanın 7 günü günde 12 saat kesintisiz çalıştığını, son ücretinin aylık net 1.647,00.TL olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, dini ve milli bayramlarda çalıştığını ancak bu çalışmalara ilişkin ücretlerin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının diğer davalı şirketin işçisi olduğu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ücretlerinin tama ve kesintisiz ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili, davacının emeklilik şartlarına sahip olmadığını ve istifa ederek işyerinden ayrıldığını, yıllık izinlerini kullandığını, haftalık 45 saati geçen çalışmasının bulunmadığını, genel tatil günlerinde vardiyasının denk gelmesi halinde çalıştığını ancak bu çalışmaların karşılığının bordrolarında gösterilmek suretiyle ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak ve davacının yaş hariç sigortalılık ve prim ödeme gün sayısını doldurarak emekli olma koşullarına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin aylık net 1.647,00.TL aldığını ileri sürmüş, davalı vekili ise, aylık brüt 1.647,00.TL aldığını savunmuştur. Hükme esas raporu hazırlayan bilirkişi tarafından ise, tanık beyanına dayanılarak davacının aylık net 1.773,00.TL aldığı kabul edilmiştir. Ancak davacı tarafça, ücret bordrolarında gösterilen ücretin gerçeği yansıtmadığı yönünde bir iddia ileri sürülmediği gibi dinlenen tüm tanık beyanlarına göre de, işyerinde banka kanalıyla yapılan ödeme dışında elden yapılan bir ödeme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple, çıplak ücret ve giydirilmiş ücret miktarının bordrolar esas alınarak belirlenmesi gerekirken, çıplak ücretin tanık beyanı esas alınarak belirlenmesi hatalıdır.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK"nın 25. maddesi uyarınca hâkim Kanunda öngörülen istisnalar dışında iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz. Bu düzenleme vakıa ile bağlılık ilkesi olarak kabul edilmektedir. Maddi vakıayla bağlılık kuralı gereğince hâkim tarafların maddi vakıayla ilgili söylediği olguları dikkate almak zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili dava dilekçesinde açık bir şekilde müvekkilinin çalışma döneminin ilk iki yılında haftanın 7 günü 12 saat kesintisiz çalıştığını ve bu dönemdeki fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Ancak dinlenen tüm tanık beyanlarına göre, davacı vekilinin talep ettiği yılları da kapsayan 2007-2010 yılları arasında davalı işyerinde vardiyalı çalışma yapıldığı ve davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas bilirkişi raporunda da, 2007-2010 yıları arasında davacının fazla çalışması bulunmadığı beyan edilmesine rağmen, davacı vekilinin fazla çalışma yapıldığını ileri sürmediği 2010 yılı sonrasındaki gece vardiyalarındaki çalışmalara göre haftada 6 saat fazla mesai yapıldığı kabulüne göre hesaplama yapılacağı beyan edilmiştir. Ancak raporun hesaplama bölümünde belirtilen açıklamayla da çelişkili olacak şekilde kabul edilen haftalık fazla çalışma miktarı tüm çalışma dönemi için uygulanarak hesaplanmıştır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, mahkemece fazla mesai alacak talebinin tamamen reddi yerine, hatalı bilirkişi raporuna itibarla kısmen kabulü isabetsizdir.
4- Kabule göre de, fazla çalışma alacağında, karineye dayalı makul indirimin (taktiri indirimin) yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise oranı gerekçeli kararda belirtilmemiş ancak hükümde bir miktar indirim yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece taktiri indirimin bu şekilde gerekçesiz ve denetim olanağı vermeyecek şekilde yapılması isabetsizdir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.