Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12122
Karar No: 2019/5757
Karar Tarihi: 11.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12122 Esas 2019/5757 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptali ve tescil davası konusu olan davanın ehliyetsizlik ve miris muvazaası hukuksal nedenlerine dayandığı belirtiliyor. Davacılar, mirasbırakanın vekaleten bir parseli davalıya temlik ettiğini ancak mirasbırakanın temlik tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğunu iddia ederek, tapu kaydının iptal edilmesi talebinde bulunuyor. Mahkeme, ehliyetsizlik iddiasını reddederken, muris muvazaası hukuksal nedeni yönünden bir inceleme yapmadı. Muris muvazaasının Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun olduğu için saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Muris muvazaası iddiasının incelenmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozuldu. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu 706., Türk Borçlar Kanunu 237., Borçlar Kanunu 213., Tapu Kanunu 26.
1. Hukuk Dairesi         2016/12122 E.  ,  2019/5757 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Fulya ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl davada davacılar, mirasbırakan babaları ...’in oğlu ...’in mirasbırakana vekaleten ... parseldeki ... nolu bağımsız bölümü davalıya temlik ettiğini, vekaletnamenin verildiği tarihte mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu, okuma-yazma bildiği halde vekaletnameye parmak bastığını, yapılan işlemin yolsuz, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, iptal-tescil istemişler; birleştirilen davada ise aynı hukuki nedenlere dayanarak, ...’in mirasbırakana ait ... parseldeki ... ve ... nolu bağımsız bölümleri davalı ...’a, ...’ın da diğer davalı ...l’a temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile ...’in mirasçıları adına tesciline, mümkün olmaması halinde miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacıların pay oranında istekte bulundukları, taşınmazdaki mülkiyet durumu gözetildiğinde; Türk Medeni Kanunu"nun 701.maddesi uyarınca böyle bir isteğin dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçeleri ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 09.01.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ile dava dışı ... ve ...’in kaldığı, mirasbırakanın 11.07.2005 tarihinde oğlu ...’e taşınmaz satış yetkisi içeren vekaletname verdiği, ...’in 2 nolu bağımsız bölümü 18.11.2005 tarihinde davalı ...’ye, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ...’ın da 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri 14.07.2009 tarihinde davalı ...’a devrettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talepli açtığı davada, taşınmazın öncelikle terekeye iadesini istemiş, mahkemece TMK’nın 701. maddesi gerekçe gösterilerek talebi reddedilmiştir. Bu tür davaların tüm mirasçılar davaya dahil edilmeden veya terekeye temsilci atanmadan dinlenebilme olanağı yok ise de, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 26/03/2015 tarih 1744 sayılı raporu ile; mirasbırakanın hem işlem hem de temlik tarihinde ehliyetli olduğu saptanmış olup, bu gerekçe ile ehliyetsizlik iddiası yönünden ret kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki, davacılar ehliyetsizlik yanında muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanmış olup, mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Muris muvazaasına dayalı açılan davalarda, pay oranında talepte bulunulabileceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, muris muvazaası iddiası yönünden mahkemece işin esasına girilip, daha önce dinlenen tanıkların yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca yeniden dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak delillerle mirasbırakanın davacılarla ve oğlu Hüseyin ile beşeri ilişkisinin belirlenmesi, mirasbırakanın gerçek amaç ve iradesinin açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi