20. Hukuk Dairesi 2016/8462 E. , 2018/3319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde 28.03.1978 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları neticesinde 396 ada 115 parsel 1.850,00 m2 yüzölçümü ile bağ vasfıyla asli müdahil adına tapuda kayıtlı olup beyanlar hanesinde ""2942 sayılı Kanunun 7. maddesine göre"" Karayolları Genel Müdürlüğü lehine 03.09.1991 tarihli şerh ile ... SGK lehine 20.11.2012 tarih ve 2012/24972 sayılı haciz yazısına istinaden kamu alacağı haczi şerhi bulunmaktadır.
Davacı ... vekili 07.01.2014 tarihli dilekçesinde; orman tahdit sınırları içerisine alınan dava konusu taşınmazın orman olmadığının tespiti ile orman tahdidinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman tahdidine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 28.03.1978 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp, 28.02.2013 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Davacının orman tahdidine itiraza ilişkin davası mahkemece reddedilmiş olup eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen karar usul ve kanuna aykırıdır.
Şöyleki; öncelikle davacıya ait 396 ada 115 parsel sayılı taşınmazın tahdit sınırları içerisinde kalıp kalmadığı orman bilirkişi raporu ile belirlenmemiştir, yine orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın sadece mevcut halinin eylemli orman olduğundan bahsedilmiş olup bunun dışında bir rapor alınmamış ve araştırma yapılmamıştır. Oysaki dava konusu taşınmaz 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 20.04.1970 tarih, 158 sıra, 190 cilt ve 1 sayfa nolu tapu kaydına istinaden tespit görmüş olup mahkemece bu tapu kaydının tüm tedavülleri ve geldi gittileri getirilmemiş dava konusu taşınmaza uyup uymadığı keşifte araştırılmamış yine en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasında dava konusu taşınmazın ne olarak gözüktüğü araştırılmamış şayet taşınmazın evveliyatı orman ise tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği değerlendirilmeden karar verilmiştir.
O halde Mahkemece taraf delilleri, çekişmeli taşınmaza dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının varsa revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı, kadastro tespitinden 20 yıl önceki 1958 yılı ile 1970 ve 1978 yıllarına ait hava fotoğrafları ve memleket haritası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler
- 2 -
2016/8462 - 2018/3319
dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; kesinleşmeyen orman tahdit çalışmasına ait haritalar ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve varsa aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle gösterilmeli; çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesininen eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotograflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotografları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve yine en eski hava fotoğraflarının ve kadastro tespitinden 20 yıl önceki yani 1958 tarihli hava fotoğrafları ile 1970 ve 1978 yıllarına ait hava fotoğrafları stereoskopik aleti ile üç boyutlu incelenmesi yapılarak taşınmazın niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanılan tapu kaydı mahalli bilirkişi eliyle ilk geldileri ile birlikte mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan kayıtlarının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek uyan kayıt varsa kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınarak taşınmazın evveliyatı orman ise tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.