Esas No: 2011/9590
Karar No: 2012/2725
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/9590 Esas 2012/2725 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/08/2010
NUMARASI : 2009/455-2010/323
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli olmayan nedenlerle feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili ihracatçılar Birliğinin 4059 sayılı “Hazine Müşteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve görevleri Hakkındaki Kanun” kapsamında Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı kuruluşu olduğunu 5910 sayılı Kanun"un 19. maddesi 4. fıkrası “Birliklerin ve TİM’in personel giderleri gelirlerinin %40’nı geçemez” hükmüne geciçi 1. madde 4. fıkrasının ise “personel giderleri gelirlerinin %40 ‘nı aşan birliklerin genel sekreterlikleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içersinde personel giderlerini bu seviyeye getirmekle yükümlüdür” hükümleri uyarınca davalı işyerinde gelir gideri oranı üzerinden norm kadro kıstası getirtilerek işçi sayısının azaltılması yoluna gidildiğini personelin iş sözleşmesinin feshinde emeklilik hakkının doğup doğmadığını aynı zamanda hizmetlerine ihtiyaç duyulup duyulmadığını, diğer personellerin çalışması ve işyerinde verimi, disiplin gibi unsurların gözetilerek davacının yaşlılık aylığına hak kazanmış olması da gözetilerek davacının iş sözleşmesinin feshin son çare olma ilkesine uygun olarak sona erdirildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı işletmenin personel giderlerinin fazlalığından dolayı yeniden yapılanmaya gidildiği gösteren hiçbir bilgi ve belge olmadığı norm kadro çalışmasını yapılmadığı davacını iş gücü fazlası haline geldiğine ilişkin ispat yükünün gereğinin yerine getirilmediği ve davalı işverenin fesih bildiriminde gerekçe gösterilmediği feshin gerek usulü gerekse esas yönünden geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren belgelerinden davacının görev yaptığı genel sekreterlikte fesih tarihi itibariyle norm kadronun bulunduğu ancak bu norm kadronun sayısal açıdan değil, personel giderlerinin gelirlere oranı şeklinde bütcesel anlamda söz konusu olduğu personel giderlerinin gelirlerin %40’ından fazla olmamasının gerekmesine rağmen 2009 yılı gelirlerinin 2.114.369,76 TL iken personel giderlerini 1.563.438,08 TL olup personel giderlerinin gelirlere oranın %74 olarak gerçekleştiği birlik yönetim Kurulunun 26/10/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararı uyarınca genel sekreterlik 2008 yıl konsolide bütçesinde personel giderlerinin gelirlerinin %59’unu teşkil etmekte olması bakımından personel giderlerinin azaltılması gerekliliğinden hareketle kademeli olarak daha az sayıda personel ile çalışılmasının bir zorunluluk haline geldiği bu çerçevede hizmetli olarak görev yapmakta olan ve mevcut personel içersinde mesaisine en az ihtiyaç duyulduğu Genel Sekreterlikçe belirlenen davacının emeklilik hakkını kazanmış olması da göz önünde bulundurularak yasal hakları ödenmek suretiyle 31/10/2009 tarihi itibariyle genel sekreterlikçe ilişiği sona erdirilerek emekli edilmesine karar verildiği bu karar kapsamında davacının iş sözleşmesinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde yer alan SGK ‘nun 12/01/2009 tarihli yazısından davacının yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı işyerinden ayrılarak Kuruma müracaatı halinde müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığının bağlanabileceğinin bildirildiği fesih tarihi itibariyle davacının yaşlılık aylığı koşullarını taşıdığı anlaşılmıştır.
Davalı İhracaatcılar Birliğinin 4059 sayılı “Hazine Müşteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve görevleri Hakkındaki Kanun” kapsamında Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı kuruluşu olduğu, 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5910 sayılı Kanun"un 19. maddesi 4. fıkrası uyarınca “Birliklerin ve TİM’in personel giderleri gelirlerinin %40’nı geçemeyeceği geciçi 1. madde 4. fıkrasının ise “personel giderleri gelirlerinin %40 ‘nı aşan birliklerin genel sekreterlikleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içersinde personel giderlerini bu seviyeye getirmekle yükümlüdür” hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uzman bilirkişiler vasıtasıyla davalı işverenin mali yapısının incelenerek yasanın yürürlüğe girdiği 03/07/2009 tarihinden itibaren üç yıl içinde personel giderlerinin gelirlerinin %40 ‘ı, seviyesine getirilip getirilemeyeceğinin
tespiti ve işçi çıkarımında yaşlılık aylığı almaya hak kazananların seçilmesine ilişkin işveren kararının objektif olarak uygulanıp uygulanmadığı konusunda rapor alınarak oluşacak sonuca göre feshin geçerli nedenlere dayanıp dayanmadığı ve son çare olarak uygulanıp uygulanmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.