20. Hukuk Dairesi 2018/116 E. , 2018/3348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Orman Yönetimi - ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi, ... ve davacı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ... (...) köyü Ağustos 1997 tarih 6 numarada davacı adına tapuda kayıtlı olan ve ilk tesisinde 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan 20.000 m2 zeytinliğin kısmen 2/B madde uygulama alanında, kısmen de orman sınırları içerisinde bırakıldığı bildirilerek, orman kadastrosunun iptali iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne 13/03/2007 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 19, 12, 14, 15, 16, 13, 11 ve 20 nolu noktaları ile çevrili (A1) ve (B1) numaraları ile gösterilen 19.999.60 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakılmasına ilişkin 26 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastrosunun iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve ... adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07/04/2008 tarih 2008/3194-5542 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacının tutunduğu tapu kaydı, Temmuz 1952 tarih 40 numarada 57000 m2 yüzölçümü ile zeytinlik olarak Ahmet Tokgöz adına tescil edilmiş, daha sonra kuzey güney istikametinde ikiye bölündüğü, ifraz sonucu Şubat 1957 tarih 1 numarada 37000 m2"lik bölüm .... ve Şubat 1957 tarih 2 numarada 20000 m2"lik bölümde ... adına tescil edilmiştir. Tapu kaydının oluşumu ile ilgili evraklar getirtilmemiş, tescil ve ifraz krokisi olup olmadığı ve 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulup oluşturulmadığı belirlenmemiştir. Dairenin iade kararı üzerine getirtilen evraklardan, taşınmazın basit tapunun dayanağı krokisinin bulunduğu görülmüştür.
Çekişmeli taşınmazın 1944 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve daha sonra 1999 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında kısmen orman tahdidi içinde, kısmen de 2/B madde alanında kaldığı ve dava tarihinden önce yapılan arazi kadastrosunda, taşınmazın orman sınırı içinde kalan bölümlerine, 289 ada 1 ve 2/B madde uygulama alanında kalan bölümlerine de 196 ada 2 parsel numarası verilerek 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince aktarma amacıyla tutanak düzenlenmediği, sınırlandırılarak sadece ada ve parsel numarası verildiği anlaşılmıştır.
Bu davanın dinlenebilmesi için dayanılan tapu kaydının 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulması ve yüzölçümüyle de taşınmaza uyması gerekir. 1944 yılında kesinleşen orman kadastrosunun iptali için davacıların 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan tapu kaydı dışında başka bir yasal yolları bulunmamaktadır.
- 2 -
2018/116 - 2018/3348
O halde; davacının tutunduğu tapu kaydının ilk oluşumu ... köyü Temmuz 1952 tarih 40 nolu tapu kaydının dayanağı kroki ve diğer evraklar getirtilmeli, şayet tapu kaydı 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulmamışsa orman kadastrosunun kesinleştirildiği tarihe göre tapu kaydı orman sınırları içindeyken yolsuz olarak oluşturulduğundan, başka bir araştırmaya gerek olmaksızın davanın reddine karar verilmelidir.
Şayet tapu kaydı 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulmuşsa, tapunun tespitindeki sınırları Doğusu; ... deresi, Batısı; ..., Kuzeyi ......; Patika yol olup değişmez sınır ... Deresi olabileceği gözönünde bulundurularak, şayet, tapu kaydının oluşmasıyla ilgili dayanağı harita varsa ve yerine uygulanması mümkün ise tapu 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi hükmüne göre uygulanarak tapu kaydının kapsamı belirlenmeli ve tapu kaydının kapsamında kalan yerin niteliğinin ne olduğu, tapu kaydının oluşturulduğu tarihe göre halen yaşının, aşı yaşının ve sayısının ne olduğu tapu kaydının niteliğine uygun olup olmadığı araştırılmalı, tapunun oluşumu ile ilgili basit kroki doğudaki ... Deresi sabit sınır kabul edilerek 57.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydına 3402 sayılı Kanunun 20/c maddesine göre miktarına değer verilerek kapsamı belirlenmeli ve tapu kaydı Şubat 1957 tarih 1 ve 2 numaralı 37.000 m2 ve 20.000 m2 olarak ikiye ifraz edildiği ve Şubat 1957 tarih 1 numaralı 37.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı Ekim 1998 tarih 2 numarada 675/2400 payı ... "e satış yoluyla geçtiği, 325/2400 payı Aralık 1998 tarih 2 numarada Mustafa Aksungur"a geçtiği, diğer payların da Nisan 1997 tarih 2 numarada ve Şubat 1997 tarih 7 numarada ve 98 numarada malikleri üzerinde kaldığı, Şubat 1957 tarih 2 numaralı 20.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı satışlar sonucu Temmuz 1997 tarih 6 numarada davacı ..."a geçtiği ve davacının sözü edilen bu tapu kaydına dayanılarak davayı açtığı gözönünde bulundurularak, Şubat 1957 tarih 1 ve 2 nolu ifraz tapu kayıtlarının haritası varsa aynı yöntemle uygulanıp kapsamları belirlenmeli, düzenlenerek kroki ile memleket haritası üzerinde kadastro paftası ve orman kadastro haritası ölçekleri denkleştirilerek gösterilmeli, böylesine yapılacak uygulama sonucu davacının dayandığı ifraz tapusu kapsamında kalan bölüm varsa o bölüm yönünden dava kabul edilmeli, tapu kaydı uymuyorsa ret edilmelidir. ” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 01/12/2014 tarihli ek bilirkişi raporunun eki olan seçenek 2 adlı krokisinde (A1) harfiyle gösterilen 1.710,19 m2, (B) harfiyle gösterilen 8.877,49 m2, (C) harfiyle gösterilen 1.007,82 m2, (D) harfiyle gösterilen 636,03 m2 ve (E) harfiyle gösterilen 955,08 m2 olmak üzere toplam 13.186,61 m2"lik taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakılması yönündeki 26 nolu orman kadastro komisyonu tarafından yapılan orman tahdidinin ref ve iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi, ... ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3573 sayılı Kanuna göre oluşan tapu kaydına dayalı orman kadastrosunun ve 2/B madde uygulama işleminin iptaline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 22/03/2002 tarihinde ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
1)Çekişmeli taşınmazın (A2) harfiyle gösterilen bölümü dışında kalan alanlara yönelik olarak davalı ... Yönetimi ve Orman Bakanlığının temyiz itirazları incelendiğinde; İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacının dayandığı ve 3573 sayılı Kanun uygulaması ile oluşan tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Çekişmeli taşınmazın (A2) harfiyle gösterilen bölümüne yönelik olarak davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dairenin bozma ilamında belirtildiği şekilde, davacının tutunduğu tapu kaydı, Temmuz 1952 tarih 40 numarada 57000 m2 yüzölçümü ile zeytinlik
- 3 -
2018/116 - 2018/3348
olarak ... adına tescil edilmiş, daha sonra kuzey güney istikametinde ikiye bölünmüş, ifraz sonucu Şubat 1957 tarih 1 numarada 37000 m2"lik bölüm .... ve Şubat 1957 tarih 2 numarada 20000 m2"lik bölümde .... adına tescil edilmiştir. Şubat 1957 tarih 2 numarada kayıtlı tapu ise satışlar sonucu Temmuz 1997 tarih 6 numarada davacı ..."a geçmiş ve davacı sözü edilen bu tapu kaydına dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Çekişmeli taşınmazın 1944 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve daha sonra 1999 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında kısmen orman tahdidi içinde, kısmen de 2/B madde alanında kaldığı ve dava tarihinden önce yapılan arazi kadastrosunda, taşınmazın orman sınırı içinde kalan bölümlerine, 289 ada 1 ve 2/B madde uygulama alanında kalan bölümlerine de 196 ada 2 parsel numarası verilerek 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince aktarma amacıyla tutanak düzenlenmediği, sınırlandırılarak sadece ada ve parsel numarası verildiği anlaşılmıştır. Bu davanın dinlenebilmesi için dayanılan tapu kaydının 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulması ve yüzölçümüyle de taşınmaza uyması gerekir. 1944 yılında kesinleşen orman kadastrosunun iptali için davacıların 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan tapu kaydı dışında başka bir yasal yolları bulunmamaktadır. Zira, çekişmeli taşınmaz 3573 sayılı Kanuna göre tevziye tabi tutulmuş ise orman sınırları dışında bırakıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle daha sonradan yapılan aplikasyon ve 2/B uygulama işlemi ile kısmen orman tahdidi içine kısmen de 2/B kapsamına alınması doğru değildir.
Mahkemece bozma ilamı sonrasında usulüne uygun olarak yapılan araştırma sonucu davacının dayandığı kök Temmuz 1952 tarih 40 numarada kayıtlı tapu kaydının 3573 sayılı Yasa hükümlerine göre oluşturulduğuna yönelik tespitte bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı, kök tapunun ifrazı ile oluşan Şubat 1957 tarih 2 numarada kayıtlı tapu ve gittilerinden Temmuz 1997 tarih 6 numarada kayıtlı tapu kaydına dayanarak eldeki davayı açmış ve mahkemece temyize konu (A2) harfli bölümün davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı kabul edilmiş ise de tapu kaydının uygulaması yetersiz görülmüştür.
O halde; davacının tutunduğu ve kök Temmuz 1952 tarih 40 numarada kayıtlı tapu kaydının ifrazından oluşan Şubat 1957 tarih 2 numarada kayıtlı tapu kaydının ifrazına esas tüm evrak-ı müsbitesi yerel Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlük arşivlerinden istenmeli, şayet, tapu kaydının ifrazen oluşmasıyla ilgili dayanağı harita varsa ve yerine uygulanması mümkün ise tapu 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi hükmüne göre uygulanarak tapu kaydının kapsamı belirlenmeli ve tapu kaydının kapsamında kalan yerin niteliğinin ne olduğu, tapu kaydının oluşturulduğu tarihe göre halen yaşının, aşı yaşının ve sayısının ne olduğu tapu kaydının niteliğine uygun olup olmadığı araştırılmalı, böylesine yapılacak uygulama sonucu temyize konu (A2) harfli bölümün davacının dayandığı ifraz tapusu kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak saptanmalı ve kaldığı tespit edilirse bu bölüm yönünden de dava kabul edilmeli, tapu kaydı uymuyorsa ret edilmelidir.
Ayrıca, eldeki dava tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık sürede açılan orman kadastrosunun ve 2/B uygulamasının iptaline ilişkindir. 6831 sayılı Kanunun 11/2. maddesine göre, gerçek kişiler tarafından açılan bu tür davalarda hasım Orman Genel Müdürlüğüdür. Davacı, Orman Genel Müdürlüğü yanında Orman ve Su İşleri Bakanlığına da husumet yöneltmiştir. 6831 sayılı Orman Kanununun 11/2. maddesi karşısında, davalı ... ve Su İşleri Bakanlığının pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Dava ehliyeti ise 6100 sayılı HMK/114-1,d bendi kapsamında dava şartı olup, mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Dava şartı noksanlığı tespit edildiği takdirde ise aynı kanunun 115/2.maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilir. Somut olayda, davalı ... ve Su İşleri Bakanlığının pasif dava ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece bu davalı hakkında açılan davanın husumetten reddedilmesi gerekmektedir.
2018/116 - 2018/3348
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetimi ve Bakanlığın temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.