Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, işyerinin Bursa Demirtaş" ta bulunan işyerini ekonomik krizden itkilenmesi ve tasarruf tedbirleri uygulanması edeniyle kapatarak İnegöl" e taşındığını, kriz döneminde elektrik ve doğalgaz faturalarının ödenemediğini, maaş ödemelerinin taksitler halinde ve gecikmeli yapıldığını, iş akdinin bu nedenlerle geçerli olarak feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin fesih yılında net satışlarını arttırdığı, üretim-maliyet yapısı içerisinde üretim maliyetlerinde % 1 gibi artışın ortaya çıktığı, faaliyet giderlerinde %10 gibi artışın yaşandığı, yaşanan artışların faaliyet karını yaklaşık % 2 oranında düşürdüğü, işverenin faaliyet giderlerinde gerekli tasarruf tedbirlerine başvurmadığı, fesih yılında kullandığı banka kredilerinde ve buna bağlı olarak da yüklendiği finansman maliyetlerinde artış olduğu, ayrıca fesih yılında sabit kıymet yatırımlarının da arttığı, firmanın nihai karlılık oranı yönünden fesih öncesinde ( +%1,52) lik bir seviyede iken aynı oran fesih yılında (+1,69) olarak gerçekleştiği, fesih öncesine göre fesih yılında nihai karlılık seviyesini koruduğu, üretim ve faaliyet giderleri safhasında düşen karlılığının olağan dışı gelir ve karlar kalemindeki artış neticesinde telafi edildiği, 31/12/2010 tarihi itibari ile bilanço kalemlerinin 31/12/2009"a nazaran kötüleştiği ancak kötüleşmenin bariz şekilde olmayıp telafi edilebilecek boyutta olduğu, çalışan sayısının fesih tarihinden sonra dokuz kişi arttığı, fesih tarihi öncesi ve sonrası aylık sipariş durumunda düşüş olmadığı, aksine fesih tarihinden sonraki ayların ortalamasında % 31 lik bir tutarsal sipariş artışının olduğu, dolayısıyla fesih gerekçesi olan sipariş azalmasının gerçekleşmediği, işverenin feshin son çare ilkesine uygun şekilde, haklı ve geçerli nedenle aktin feshini gerçekleştirdiğini isbat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının 16/06/2000-22/11/2010 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde aktarma elemanı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 28.09.2010 tarihli fesih bildirimi ile, “Dünya genelinde yaşanan ekonomik belirsizlikler ve Ülke genelinde tekstil sektöründe yaşanan dar boğaz nedenleriyle, sipariş yetersizliği sonucu tam kapasite ile üretim yapılamadığı, ekonomik belirsizliğin devam etmesi ve gelecek dönem için herhangibir gelişme gözlenemediği nedenleriyle üst yönetim tarafından küçülme ve personel çıkarma kararı alındığı, bu durum karşısında 4857 sayılı Kanun"un 17. maddesince sekiz haftalık bildirim süresinin bitim tarihi 23.11.2010 tarihi itibariyle feshedileceğinin, davacıya bildirildiği, işyerinden fesih tarihinde 9 işçi çıkarıldığı,18 işçi işe alındığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir neden olmaksızın keyfi olarak sona erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkilerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de iyiniyet kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu nedenle, işe iade davasında hedef, işe başlatılma olmalıdır.
Somut olayda, davacı ile birlikte işten çıkarılan işçilere işverence işe başlama davetinde bulunulduğu anlaşılmış olup, davacıyada aynı şekilde işe başlama davetinde bulunulup bulunulmadığı araştırılarak, davet yapıldığının tesbiti halinde davacı işçinin, haklı bir neden olmadan işverenin bu davetine icabet edip etmediği,iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olup olmadığı, boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak amacı bulunup bulunmadığı, işverence yapılan işe davetin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,02.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.