12. Hukuk Dairesi 2016/30358 E. , 2018/3242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ... ili ... ilçesi ... köyünde bulunan 871, 1620, 2579, 2552, 1662, 1664, 1665 parsel nolu tarla vasfındaki ve 2429 parsel nolu ev vasfındaki taşınmazlarına konulan hacizlere ilişkin olarak, taşınmazların ailesinin geçimi için zaruri olduğu iddiasıyla İİK"nun 82/4. maddesi gereğince hazcedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tarla vasfındaki taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılarak haczedilmezlik şikayetinin kabulüne, ev vasfındaki taşınmaz bakımından ise haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendi uyarınca; borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi haczedilemez.
Ancak, borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, ya mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması, ya da, kurulan ipotek zorunlu değil ise, en geç haciz tarihleri itibariyle ipotek borcunun ödenmiş olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, haciz tarihleri itibariyle ipotek borcunun ödenmemiş olması halinde adı geçenin daha sonra bu yerlerle ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasını engeller.
Alacaklı tarafça şikayete konu parsellere ilişkin olarak ipotek tesis edildiği ileri sürülmüş olduğundan, mahkemece, tapudan şikayete konu taşınmazlara ilişkin ipotek akit tabloları getirilmek suretiyle, ipoteğin mahiyeti ve verilme nedeni araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise, haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2- Borçlunun temyiz itirazları bakımından
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, borçlu, tapuda kendi adına kayıtlı bulunan ... İli ... İlçesi ... Köyü 2429 parsel numaralı evle ilgili olarak meskeniyet şikayetinde bulunmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki borçlunun meskeniyet şikayetine konu olan yerde mutlaka oturması gerekmez. Bu nedenle borçlunun, adına tapuda kayıtlı olup başkasının oturduğu veya kirada olan meskeni hakkında da haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı vardır. Dolayısıyla mahkemece, borçlunun şikayete konu taşınmazda oturmadığı gerekçesiyle istemin reddedilmesi doğru değildir.
Mahkemece alınan 10/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; bu yerin borçlunun haline münasip olup olmadığı ve İİK"nun 82/12. maddesi koşullarında bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
O halde mahkemece; mahallinde bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılarak yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda bilirkişiden rapor alınıp meskeniyet şikayetinin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : 1-Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle alacaklının, 2-Yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.