Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8174
Karar No: 2019/5848
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8174 Esas 2019/5848 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/8174 E.  ,  2019/5848 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakan babaları ..."ün ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını 1982 yılından beri birlikte yaşadığı davalı ikinci eşi ..."ye satış göstermek suretiyle devrettiğini, öte yandan, parasını ödeyerek üçüncü kişilerden satın aldığı ... ada ... parseldeki ... nolu meskeni davalı eşi adına, ... ada ... parseldeki .., ..., ... ve ... nolu işyerlerini ikinci eşinden olma davalı oğlu ... adına tescil ettirdiğini, yine mirasbırakanın ... plakalı aracını takasa vermek suretiyle satın aldığı ... plakalı aracı da davalı oğlu adına tescil ettirdiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtları ile araç kaydının iptali ile miras payları oranında tesciline, mümkün olmazsa bedellerinin tazminine karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında vermiş oldukları 31.01.2012 havale tarihli dilekçe ile; dava dilekçelerini ıslah ettiklerini, üçüncü kişilerden alınan yerlerle ilgili gizli bağışın söz konusu olduğunu bildirerek, tapu kayıtları ile ... plakalı araç kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep etmişler, birleşen davada ise; aynı iddialarını tekrar ederek miras bırakanın bedelini ödeyerek satın aldığı ... ada ... parsel sayılı taşınmazını da davalı oğlu adına tescil ettirdiğini, temlikin gizli bağış niteliğinde olup tenkisi gerektiğini ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davalı ..."nin, adına kayıtlı yerleri birikimleri ile aldığını, öte yandan, davacıların, mirasbırakandan iki adet daire ve bir dükkan aldıklarını kabul ettiklerine ve kardeşleri ..."in mal edinmesine rıza gösterdiklerine ilişkin noterde 10.06.1994 tarihinde taahhütnameler imzaladıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "O hâlde; birleşen dava ile, asıl davaya konu yapılan taşınmazlardan ... parseldeki ... nolu bağımsız bölüm ile ... parseldeki ..., ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçelerle ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Davacılar asıl davada; murise ait ... plakalı aracın takasa verilip eksik kalan kısmının da miras bırakan tarafından ödenerek davalı ... adına ... plakalı aracın satın alındığını iddia ederek anılan aracın da kaydının iptali ile miras payları oranında tescil istedikleri halde, mahkemece anılan araçla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması doğru değildir. Kabule göre de; davaların birleştirilmesi durumunda birleştirilen davalar bağımsızlıklarını korumaya devam ettiklerinden, karar verilmesi halinde, dava ve birleşen dava için ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davanın kısmen kabul
    kısmen reddi halinde karar ilâm harcı kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu ilkelerin de gözardı edilerek reddedilen taşınmazların değerlerinin de hesaplamaya dahil edilerek fazla karar ilâm harcına hükmedilmiş olması, hatalı hesaplanan karar ilâm harcının 88.301,64.-TL"sinin de davacı taraftan tahsiline karar verilmiş olması yerinde değildir." gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece araç yönünden satışın gerçek olduğu, mirasbırakanın mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.11.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle çekişme konusu yapılan aracın 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında olmadığından bu gerekçe ile davanın reddi doğrudur. Davacılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
    Bilindiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir.
    Ne var ki, somut olayda asıl davanın 12.000,00 TL, birleştirilen davanın ise 6.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, her iki davada da keşfen saptanan değer üzerinden yargılama sırasında harç ikmali yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda, asıl davada davalı yararına, harçlandırılan 12.000,00 TL değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13. maddesi gözetilerek maktu vekalet ücretinin altında kalmamak üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken harcı tamamlanmayan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, davanın kısmen kabul kısmen reddi halinde karar ilâm harcı kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, asıl davada reddedilen taşınmazların değerlerinin de hesaplamaya dahil edilerek fazla karar ilâm harcına hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 13. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine "Asıl davada alınması gereken 2.890,88 TL karar ilam harcından peşin alınan 178,20 TL harcın mahsubu ile kalan 2.712,68 TL harcın davalı ..."den alınarak Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına, hükmün 12. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine "Asıl davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dava değeri üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ..."e verilmesine," cümlesinin yazılmasına, davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.11.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Sayın çoğunluk ile aramızda çıkan uyuşmazlık, peşin nispi harç tamamlanmadan hüküm kurulması halinde taraf lehine takdir edilecek vekalet ücretinin ne olacağına ilişkindir.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK"nın 119/1-d maddesi gereğince dava konusunun değerini göstermek davacının görevleri arasındadır.
    Diğer yandan 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16.maddesi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda harca esas değerin taşınmazın değeri olacağını düzenlemiştir. Bu değerin dava tarihindeki rayiç değer olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
    Aynı Yasanın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde,
    32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklende düzenlenmiştir.
    Harçlar Kanunu uygulamasının kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından resen nazara alınacağı, gerek uygulamanın gerekse akademik çevrelerin kabulündedir.
    Hakim, Harçlar Kanunu"nun bu açık düzenlemelerine rağmen yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden eksik peşin nispi harcı tamamlatmamışsa, davanın reddi halinde davalı taraf için takdir edilecek vekalet ücreti hangi değer üzerinden olacaktır. Tartışma konusu budur.
    Bir başka husus ise, sırf eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle hüküm bozulmalı mıdır?
    Bu durumda, eğer dava reddedilmiş ise, alınacak harç maktu ret harcı olacağı için her durumda alınan peşin nispi harç bu karar ve ilam harcını karşılayacaktır.
    Davanın kabul edilmesi halinde ise, kabul edilen değer üzerinden karar ve ilam harcı hükmen tamamlanacağı için yine sorun kalmayacaktır.
    HMK"nın 370.maddesi ile hüküm altına alınan, “düzeltilerek onama” müessesesine gelince, bozma yapılması halinde bozmadan sonra herhangi bir delil toplanmayacaksa, bir başka ifade ile yeniden yargılama yapılmayacaksa hüküm veya gerekçe düzeltilerek onama yapılabilecektir.
    Davalı tarafın, dava değerine itirazının önemi de ayrıca değerlendirilmelidir.
    Eğer davalı, davanın kabulü halinde ödeyeceği vekalet ücretini düşünerek dava değerine itiraz etmemişse, davanın reddi halinde de alacağı vekalet ücreti harçlandırılmış dava değeri üzerinden olmalıdır. Bu husus dürüstlük kuralının da bir gereğidir.
    Davalı, dava değerine yargılama aşamasında itirazda bulunmuşsa, bu durumda da davanın reddi halinde müddeabihin dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmelidir.
    Davalı tarafın eksik peşin harcı tamamlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. Eğer eksik harç nedeniyle dosya işlemden kaldırılırsa ancak bu durumda davalı dilerse eksik harcı tamamlayarak yargılamaya devam edilmesini isteyebilir.
    Somut olaya döndüğümüzde; Davacı, HMK 119/1-d maddesine aykırı şekilde dava değerini eksik göstermiş, hakim Harçlar Kanunu"nun 30 ve 32 maddelerinin açık hükmüne rağmen yükümlülüğünü yerine getirmemiş, davalı zamanında dava değerine itiraz etmiştir. Bu durumda davacının ihmalinin, hakimin hatasının sonuçlarına davalının katlanmasını istemek isabetli olmayacaktır.
    Anlatılan nedenlerle davalı yararına takdir edilen vekalet ücretinin düzeltilmesi yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmak mümkün olmamıştır.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi