10. Ceza Dairesi 2019/927 E. , 2019/1822 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 01/03/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ın mahkûmiyetine ilişkin Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2016/965 esas, 2017/448 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 07/03/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 13/10/2015 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucunda, 10/12/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ancak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 20/06/2016 tarihli yazısı ile yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine 20/09/2016 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/288 sayılı kararıyla TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
2- Aynı sanığın 26/08/2016 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucunda ise, “daha önce hakkında 13/10/2015 tarihli suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmiş olduğu ve tedbiri ihlal etmiş olması nedeniyle hakkında kamu davası açılmış olduğu” gerekçe gösterilerek, TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden 20/12/2016 tarihli iddianameyle dava açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2016/965 esas, 2017/448 sayılı kararıyla TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4. maddesinde yer alan "(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun"un 191/6. maddesinde yer alan "(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 20/12/2016 tarihli ve 2016/54206 soruşturma, 2016/15001 esas, 2016/12648 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 26/08/2016 tarihinde uyuşturucu madde kullandığı ve Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/726 esas sayılı dosyasında aynı suçtan yargılanmakta olduğundan bahisle 5237 sayılı Kanun"un 191/6. maddesi dalaletiyle kamu davası açılması üzerine Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli kararıyla sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de; Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/726 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık hakkında 13/10/2015 tarihinde uyuşturucu madde kullandığından dolayı Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/12/2015 tarihli ve 2015/46889 soruşturma, 2015/643 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, sanığın yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi üzerine anılan Başsavcılığın 20/09/2016 tarihli ve 2016/29226 soruşturma, 2016/10994 esas, 2016/9247 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına karar verildiği, dolayısıyla sanığın kamu davası açılmadan evvel 26/08/2016 tarihinde işlemiş olduğu suçtan dolayı, 5237 sayılı Kanun"un 191/6. maddesi uyarınca kamu davası açılamayacağından, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2016/965 esas, 2017/448 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar, sanık hakkında kanun yararına bozma talebine konu olan 26/08/2016 tarihli eylem bakımından “daha önce sanık hakkında 13/10/2015 tarihli suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmiş olduğu ve tedbiri ihlal etmiş olması nedeniyle 20/09/2016 tarihli iddianameyle kamu davası açılmış olduğu” gerekçe gösterilerek, TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden dava açılmış ise de,
Öncelikle, 13/10/2015 tarihli ilk suça ilişkin açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda verilmiş olan Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/288 sayılı kararına ilişkin dosyanın incelenmesinde,
Sanık hakkında 10/12/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 28/01/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladığı, ancak 07/03/2016 tarihinde yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine gönderilen uyarı yazısının sanığın bilinen son adresinden taşınmış olması nedeniyle tebliğ edilemediği ve aynı adrese tekrar gönderilerek 02/06/2016 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, bu tebliğden sonra sanığın ikinci kez yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine de sanığın yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle erteleme kararı kaldırılarak 20/09/2016 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, ilk ihlalden sonra sanığa gönderilen uyarı yazısının, bilinen son adresi tebliğe elverişli olmayan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu anlaşılmış olup, bu nedenle usulüne uygun olarak uyarılmayan sanık hakkında “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/288 sayılı kararına karşı da kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/288 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.