3. Hukuk Dairesi 2021/1916 E. , 2021/4041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı...spray makinesinin 01.02.2008 tarihinde sözlü kira sözleşmesi ile davalı şirkete teslim edildiğini, kira bedelinin 2009 yılı Şubat ayından itibaren ödenmeye başlandığını, davalının 18.02.2009 tarihli 991,20 TL lik faturayı ödemesine rağmen, 2009 yılı Mart, Nisan Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin kira bedellerini ödemediğinden 5 aylık kira bedeli 4.956,00 TL ve makine teslim edilmediğinden fazlaya dair haklarını saklı tutarak makine bedeli 5.044,00 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı; taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığını ve bahsi geçen makinenin kendilerine teslim edilmediğini, taraflar arasında strafor alış verişi olduğu için 991,20 TL lik faturanın ödendiğini fakat 2009 yılı Mart ayında düzenlenen ...makine kira bedeli açıklamalı faturanın ise aralarında böyle bir kira ilişkisi olmadığından ödenmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 tarih, 2014/12346 esas 2015/10841 karar sayılı ilamıyla; davacının, adı geçen davalının kiracısı olduğunu yasal delillerle ispatlaması gerektiği, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı bu nedenle mahkemece, davacıya taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı ve aylık kira miktarının ne olduğu konusunda davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; kira ilişkisi kanıtlanamadığından kira alacağı yönünden davanın reddine, makine bedeli yönündeki talebin ise kısmen kabulü ile 15.456,00-TL bedelin tahsiline karar verilmiştir. İşbu hüküm, davalının temyizi üzerine, bu defa Dairemizin 03/07/2018 tarih ve 2017/13219 esas-2018/7498 karar sayılı ilamı ile; bozma ilamına uyulmuş olmakla davanın davalısı yararına usuli müktesep hak oluştuğu nazara alınarak, bozma ilam gereğini yerine getirecek şekilde hüküm tesisi gerekirken, davalının kazanılmış hakkı ihlal edilerek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde makine bedeli yönünden davanın kabulüne karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının kira alacağı yönündeki talebinin reddine, makine bedeli yönündeki talebi açısından; bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşması ve buna ilişkin kararın kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, söz konusu karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK 297. maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. Anılan yasa hükmü uyarınca kararın hüküm kısmının mutlak şekilde açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde yazılması gerekli ve zorunludur.
Somut olayda; davaya konu 10.06.2014 tarihli ilk mahkeme kararında, makine bedeli yönündeki talebin kısmen kabulü ile 15.456,00 TL’nin tahsiline karar verildiği, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 tarih, 2014/12346 esas 2015/10841 karar sayılı ilamıyla, davalı lehine hükmün bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, 04.04.2017 tarihli ikinci kararda, makine bedeli yönünden yine aynı hükmün kurulduğu, hükmün tekrar davalı tarafça temyizi üzerine, bu defa Dairemizin 03/07/2018 tarih ve 2017/13219 esas-2018/7498 karar sayılı ilamı ile; bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usuli müktesep hak oluştuğu, bu nedenle makine bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunun belirtildiği, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen temyize konu son kararda ise; hükmün 2. fıkrasında ‘davacının makine bedeli yönündeki talebi açısından bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşması ve buna ilişkin kararın kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,’ ifadelerine yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu şekli ile, uyulan 03/07/2018 tarihli son bozma ilamı gereği, makine bedelinin kısmen kabulüne yönelik önceki hükmün ortadan kalkmış olmasına rağmen, makine bedeli talebi yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmiş olması, açık ve infaza elverişli değildir. Bu sebeple infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.