11. Hukuk Dairesi 2018/2120 E. , 2019/4209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/04/2011 tarih ve 2007/851-2011/173 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... davalı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 4458 sayılı Gümrük Kanunu geçici m.6 ve Gümrük Yönetmeliğinin 698.maddesi gereğince Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup dernek üyesi Gümrük Müşavirleri, Gümrük Müşavir Yardımcıları ile üyelerin oluşturduğu tüzel kişiliklerin kamu niteliğinde hizmet gördüklerini, davacının 15/04/2006 tarihli olağan mali genel kurul toplantısı tutanaklarında m.12.de üyelerin haksız rekabet oluşturacak şekilde işitsel, görsel, yazılı, elektronik ortamda reklam, ilan vermek ve iş sahibi tarafından talep edilmediği halde, hizmet ve fiak teklifinde bulunamayacağı yönünde karar alınıp bütün üyelere tebliğ edildiğini, 4458 sayılı Gümrük Kanunun m5, m.255/1."in atıf yapması ile gümrüklerde dolaylı tenzil yetkisinin gümrük müşavirlerine ait olduğunun belirtildiğini, TTK m.57/3, 57/10, 58/3 hükümlerinin de ışığı altında, davalının iştigal alanı lojistik olmasına rağmen gümrüklerde dolaylı temsil yetkisi ile iş yapmak münhasıran gümrük müşavirlerine ait olduğu halde, yazılı, görsel, elektronik ortamlarda gümrük müşavirliği hizmeti vermekte olduğu yönünde ilan ve reklam verdiğini, hizmet teklif ettiğini, gümrük hizmeti bedelinin yansıtılmayacağı yönünden beyanlarının TTK m.56, 57 ve 58 ve MKM m.2"ye açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalının TTK m 58/b gereğince haksız rekabet oluşturan fiillerin men"ini, TTK 58/c gereğince beyanlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olmadığını, gümrük müşavirleri ve müşavir yardımcılarının henüz kamu kurumu niteliğinde meslek kuruşu şeklinde örgütlenmediğini, örgütlenmesini sağlayacak kanunun da yapılmadığınından aktif dava ehliyetinin olmadığı ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının da dahil olduğu, Ünspet Şirketler Grubu başlığı ve Gümrük bilgileri, ihracat belgeleri gereklilikleri alt başlığı altında “Gümrükleme işleminin hızlandırılmasına yardımcı oldukları, gönderilerin gümrüklerde takılmasını önledikleri biçiminde ibareler davalının faaliyet konusu gümrük müşavirliği hizmetlerinin dahil olmaması, Ünsped Gümrük A.Ş.nin ticaret sicili kaydına rastlanmaması, UPS ibaresi ile Gümrük Aracılığı Hizmetleri başlıklı “uçaktayken başlayan gümrükleme, harç ve vergilerin doğru fiyatlandırılmasını sağlayacak uzman aracılar (16/10/2007 tarihli internet çıkışı) olarak internet yoluyla ilan verilmesi, reklam yapılması, faaliyet konusuna gümrük müşavirliği hizmeti girmeyen davalının ticari faaliyeti, ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgi vermesini haksız rekabet olarak sayan TK m.57/3 dahilinde haksız rekabete yol açacak nitelikte olup davalının bu fiilleri iktisadi rekabetin kötüye kullanılması anlamında olduğu, davacının iş bu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin mevcut olduğu ve TK m.56, 57/3 çerçevesinde davalının fiillerinin haksız rekabet eylemi teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davasının kabulü ile davalı tarafın eyleminin TTK"nun 56 ve 57/3 ve 58.maddeleri hükmü kapsamında haksız rekabet oluşturduğundan söz konusu haksız rekabet oluşturan fiillerin MEN"İNE, haksız rekabet oluşturan beyanlarının düzeltilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve yanlış, yanıltıcı beyanların düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, gümrüklerde dolaylı temsil yetkisi ile iş yapmanın münhasıran gümrük müşavirlerine ait olduğunu, davalının iştigal alanının lojistik olmasına rağmen yazılı, görsel, elektronik ortamlarda gümrük müşavirliği hizmeti sunduğuna dair ilan ve reklam verdiğini, bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek haksız rekabetin tespiti, men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiş olup mahkemece faaliyet konusuna gümrük müşavirliği hizmeti girmeyen davalının, internet yolu ile gümrükleme işleminin hızlandırılmasına yardımcı oldukları, gönderilerin gümrüklerde takılmasını önledikleri şeklinde ilan vererek ticari faaliyeti, ticari işleri hakkında yanlış ve yanıltıcı bilgi sunduğu, eyleminin haksız rekabete yol açacak nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak; davanın dayanağını oluşturan internet yoluyla verilen ilan, müstakil olarak davalı yanca verilen bir ilan olmayıp, davalı şirketin de içinde bulunduğu Ünsped Şirketler Grubu tarafından verilen bir ilandır. Adı geçen şirketler grubu bünyesinde davalı şirket bulunmakla birlikte gümrükleme konusunda yetkisi bulunan dava dışı Ünsped Gümrük Müşavirliği Anonim Şirketi de bulunmaktadır. Her ne kadar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabı yazısı uyarınca davalı şirketin faaliyet konusunun; hava, deniz ve kara yolu ile yurt içi ve yurt dışı her türlü eşya, mal, evrak, kargo taşımacılığı, motor ve yaya kurye hizmetleri yapmak, depo, antrepo kurmak v.s hizmetler olduğu, bu sayılan hizmetler arasında gümrükleme hizmetinin bulunmadığı anlaşılsa da, davalı yanca savunulan ve grup şirket üyelerinden olduğu dosyaya yansıyan dava dışı Ünsped Gümrük Müşavirliği Anonim Şirketi’n faaliyet alanında gümrük hizmetleri sunma yetkisine sahip olduğu görülmektedir. Bu durumda, ilan sahibi olan Ünsped Group şirketlerinin bir üyesi bulunan dava dışı Ünsped Gümrük Müşavirliği Anonim Şirketi’nin söz konusu ilanda bahsi geçen gümrükleme işlem ve hizmetleri faaliyet konusunda yetkili olduğu, Ünsped Şirketler Grubunun internet sitesinde ve ilanda grup şirketlerinin her birinin tanıtımının yapıldığı, yapılan ilan ve duyuruların tek başına davalının iştigal konusuna ait bir ilan mahiyetinde olmadığı, tüm grup şirketlerinin faaliyet alanlarını kapsayan bir ilan olduğu ve ilanın müstakil olarak davalı şirket tarafından verildiğine dair dosyada somut kanıt bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.