3. Hukuk Dairesi 2021/1996 E. , 2021/4043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu taşınmazı, 11.03.2010 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile davalılardan ..."den kiraladığını ve işletmeye hazır hale getirdiğini ancak daha sonra kiralanan otelde ... A.Ş"ye ait baz istasyonu olduğunu öğrendiğini, Turkcell görevlilerinin devamlı otele girmek istediklerini bu nedenle de aralarında sorunlar yaşandığını, bilgi ve onayı olmadan davalılardan Turkcell yetkilisi ..."in, diğer davalı kiraya verenin yardımıyla, 14.02.2010 ve 20.02.2010 tarihlerinde, binanın camını kırarak içeri girmek suretiyle taşınmaza zarar verdiğini, bu olaylar nedeniyle şikayetçi olduğunu ve Didim 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/271 esas, 2012/53 karar sayılı ilamıyla konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından davalılar hakkında ikişer kez mahkumiyet kararı verildiğini, bu olaylardan sonra oteli beş yıllığına kiralamasına ve kira bedelini ödemiş olmasına rağmen oteli boşalttığını ancak hem otele yapmış olduğu tadilat ve bakım giderleri hem yoksun kaldığı kar ve diğer zararlar nedeniyle maddi zarara uğradığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile yaşamış olduğu bu olaylardan ve kurmuş olduğu işin bozulmuş olmasından ciddi şekilde etkilenmesi nedeniyle 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ...; davacı ile kira sözleşmesi yapılırken kiralananın çatısında baz istasyonu bulunduğunun davacı tarafça bilindiğini, zira söz konusu baz istasyonunun 2005 yılından bu yana var olduğunu, davacının kiralamış olduğu işletmesinden beklediği karı bulamayınca davayı açarak haksız çıkar elde etme çabasına girdiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafın maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 35,00 TL"nin davalılardan tahsiline, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1)Davalı ...’in hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2020 tarihinden itibaren 3.920,00 TL"ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 esas 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle Davalı ...’in yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, miktar açısından kesin nitelikte olmakla davalının temyiz isteminin reddi gerekir.
2)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3) Davacının kiralanana yapılan imalat bedellerinin tahsili talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince; yerleşik uygulama, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle TBK’nın 530. maddesi (BK. 414.m) kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalı kiraya verenlerden isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Kiralananın tahliyesi sonunda kiraya veren bunları benimsemiş ise kiracı aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiştir. Kiraya verenin sorumluluğu faydalı imalatların imal tarihindeki değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle bulunacak değer kadardır.
Somut olayda; davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 11/03/2010 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesinin süresi bitmeden, kiralananın 22.12.2010 tarihinde tahliye edildiği ve yine kiralananın 2014 yılında yıkıldığı tartışmasızdır. Kiracı tarafından, beş yıllık kira sözleşmesi süresince kiralananın kullanılacağına güvenilerek, kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu masrafların talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece; olay tarihinin üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmiş olması, dava konusu yerin taraf vekillerinin beyanına göre 2014 yılında yıkıldığı, mahkemece keşif yapılsa dahi uyuşmazlığa konu yerin fiilen bulunmaması nedeniyle ve usul ekonomisi ilkesi uyarınca istenilen hususlarda tespit yapılamayacağı gerekçesiyle yeniden keşif ve bilirkişi raporu aldırılmasına gerek görülmeyerek, davacının diğer zarar kalemlerini talep edemeyeceği belirtilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; davacı dava dilekçesi ekinde, kiralanana yaptığı tadilat ve masraflara yönelik olduğunu belirttiği bir takım fatura ve belgeler sunmuş, davalı kiraya veren tarafından da kiralanana davacı tarafından tadilat ve masraflar yapıldığı kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece; davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu faturalar değerlendirilmek suretiyle kiralananda yapılan imalatların, imal tarihindeki değerleri, yıpranma durumları, sabit nitelikte, faydalı ve zorunlu ya da lüks imalat olup olmadıkları konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile ayrıntılı olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler ile davalı ...’in temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle verilen hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.