(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/10177 E. , 2012/3871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 02.02.2009 - 23.10.2009 tarihleri arasında kalite kontrol laboratuar analisti olarak çalıştığını işletmesel sebeple iş özleşmesinin sona erdirildiğini feshin geçerli sebeplere dayanmadığın ileri sürerek davacının işe iadesine ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren davacı işçinin iş sözleşmesinin fesih değil taraflar arasındaki anlaşmaya dayalı ikale sözleşmesi ile sona erdirildiğini şirketin yeniden yapılanma çalışmaları nedeni ile iş gücü fazlalığının söz konusu olduğunu davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile birlikte yapılan parasal teklifi kabul ederek işten çıkarılma konusunda anlaşmaya vardıklarını bozma sözleşmesi ile iş sözleşmesini sona erdirilmesi durumunda iş güvencesi hükümlerinden yararlanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre davacının ikale sözleşmesi imzalamasını gerektiren makul bir sebebin bulunmadığı, davalı şirketin işe üst kadrolarında sürekli değişiklik olması ve buna bağlı olarak gelen kişilerin kendi üst kadrolarını oluşturmaları nedeniyle işçi çıkarma ve alma işlemlerinin sık sık yaşandığı davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde ayrılma talebinin davacıdan geldiğini belirtmiş, kendileri için bir sebep göstermemiş, öne de sürmediğini, dinlenen tanık beyanları ve dosyadaki belgelerden davalı şirketin artık çalışmak istemedikleri personellerini İnsan Kaynakları Müdürlüğüne çağırıp; kendileri ile çalışmak istemediklerini işine son vereceklerini bildirip ilaç piyasasında tekrar iş bulmak istiyorlar ise kendilerinin ayrılmasını, bu takdirde kıdem ve ihbar tazminatları yerine uygun bir miktar pirim ödeyeceklerini aksi takdirde tazminat ve alacakları için mahkemelerde uğraşacaklarını bildirerek kurdukları manevi baskı ile mutabakat zaptı ve beyanı ile ibraname imzalamaya zorladıkları, davalının bu şekilde kendi feshini ikale gibi göstererek iş güvencesi hükümlerini dolandırdığı, feshin işveren feshi olup bu sebeplerle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Dosya içeriğine göre, taraflar arasında 23.10.2009 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesinin davacının 23.10.2009 tarihli işten ayrılma talebi ve bu talebin işveren tarafından kabulü üzerine karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirildiğine, işçinin hesabına ihbar tazminatı şartlarının oluşmaması nedeniyle ihbar tazminatının yerine geçmek üzere "prim/ek ödeme" adı altında brüt 2.215,58 TL prim ödemesi ile ilaveten 2 maaş karşılığı brüt 4.400,00 TL ödeme yapılacağının karalaştırıldığı ödendiği anlaşılmıştır. Davacı taraf iradeyi fesada uğratan halleri yargılama sırasında ispat edebilmiş değildir. İşçinin ek menfaat aldığı, karşılıklı anlaşma ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği açıktır. Davanın reddi yerine işçinin makul yararı olmadığı yönündeki yanılgılı değerlendireme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Peşin harcın mahsubu ile bakiye 1,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
4.Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 12.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.