(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/10181 E. , 2012/3874 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ... UYSAL
2-BAYER TÜRK KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
İş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının baymap projesi için sistem analisti olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile davalılardan Bayer şirketi tarafından işe alındığı, sözleşmenin 01/09/2007 tarihinde bir kez ve belirli süreli iş sözleşmesi ile yenilendiği sabittir. Davalı ... şirketinin 01/01/2009 tarihinde sözleşme yapıp davacıyı bordrosunda göstermekte ise de hizmeti alanın baştan itibaren Bayer şirketi olduğu, emir ve talimatları bu şirketten aldığı, işverenin Bayer şirketi olduğu, davacının üstlendiği sistem analistliğinin, özel bilgi gerektiren ve hizmet sözleşmesinin çalışma şartları, süresi ve ücret gibi bölümlerinin işçi ile işveren arasında özel olarak kararlaştırılması gereken, bu haliyle belirli süreli yapılması yönünden iş kanunundaki objektif ve subjektif şartların bulunduğu hizmet sözleşmesi olduğunu zincirleme olarak sözleşme yapılması bu tür sözleşmelerin kendiliğinden belirsiz süreliye dönüşmelerine gerektirmediği taraflar da verilecek hizmetin niteliğini gözeterek Baymap projesi bitinceye kadar sürmek üzere aralarında belirli süreli iş sözleşmesinin yapıldığı SAP projesine geçtikleri için davacının iş sözleşmesi fesih edildiği belirli süreli iş sözleşmelerinden doğan davalarda işe iade istenemeyeceğinden Bayer yönünden davanın esastan reddine, Adecco şirketi yönünden ise zaman ve bağımlılık unsuru gerçekleşmediğinden bu davalı yönünden husumetten reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı sebebe dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Kanunda belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir. İşçinin iş güvencesi dışında kalması için başvurulan kötüniyetli uygulamalar korunmamalıdır. Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif nedenlerin bulunması gerekir. Objektif sebep olsa bile, sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur. İş sözleşmesi taraflarca açık olarak belirli bir süreye bağlanmasa bile, işin amacından belirli süreli olduğu anlaşılıyorsa, sözleşmenin örtülü olarak süreye bağlanması söz konusu olur (BK mad. 338/I).
Salt süreye bağlı bir iş sözleşmesinin mevcut olması hemen işe iade davasının reddi sonucuna götürmemelidir. Zira, 4857 sayılı Kanun 11. madde, belirli süreli iş sözleşmesini yapma serbestisini sınırlandırmış ve bu tür sözleşmelerin yapılabilmesi, söz konusu hükümde belirtilen objektif koşulların varlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla iş sözleşmesini belirli süreye bağladıklarında, hakim, objektif ve esaslı koşulların var olup olmadığını incelemelidir. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl olmasının sonucu olarak, belirli iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispatla yükümlüdür.
Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması. Kanun’da gösterilen bu nedenler tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak “..gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir sebebe dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasının objektif sebebi varsa ve bu sebep devam ediyorsa veya yeni bir sebep ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir şeklinde değerlendirilmelidir. Zincirleme iş sözleşmelerini belirli süreli niteliğini koruyabilmeleri için her birinde aranan objektif nedenlerin aynı olması da şart değildir.
Taraflar arasında, 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 1. ve 2. fıkraları anlamında esaslı sebep olmadan akdedilen belirli süreli sözleşme, belirsiz süreli sayılacağından, işveren, sürenin sona ermesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiğinde, işçi, sözleşmenin belirsiz süreliye dönüştüğünü, işverenin bildirim şartına uymadan iş sözleşmesini feshettiği gibi geçerli bir sebep gösterilmeden feshedildiğini ileri sürerek bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecektir. Bir aylık hak düşürücü sürenin başlangıcı işverenin belirli süreli sözleşmeli gibi kabul ederek sürenin geçmesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiği, belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü için işverence bildirim süresine uyulmadan yapılan bir fesih anlamı kazanan bildirimin yapıldığı tarihtir.
Dosya içeriğine göre, mahkemenin davacının başlangıçtan itibaren Bayer firmasına hizmet verdiği davalı ... şirketi ile davacı arasında zaman ve bağımlılık unsurunu gerçekleşmemesi nedeniyle Adecco şirketi yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak diğer davalı ... Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu bu sebeple iş güvencesi hükümlerinden faydalanamayacağı yönündeki kararı dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Gerçekten 11/01/2010 tarihli fesih bildirimi ile sistem analisti olarak çalışan davacının iş sözleşmesinde belirtildiği gibi davalı ... Sanayi Limited Şirketi arasında imzalanmış sözleşme gereği bu proje kapsamında BayMap finans modulünün Türkiye desteği için hizmet verdiğini ancak bu modülün Ocak 2010 tarihi itibariyle standart sistemi olan SAP sistemine geçilmesi nedeniyle artık kullanılamayacağını bu sebeple iş sözleşmesinin işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle feshedildiğinin bildirildiği davacının ilk kez davalı ... Limited şirketi ile 01/09/2006 tarihli bir yıl süreli sözleşme imzalandığı ara verilmeden 01/09/2007 tarihinde 31/12/2008 tarihine kadar sürecek 2 .belirli süreli sözleşmenin imzalandığı ardından 01/01/2009 tarihinde diğer davalı ... şirketi ile yine bir yıl sürecek sözleşmenin imzalandığı dolayısıyla davacının ilk sözleşmeden itibaren 01/09/2006-12/01/2010 tarihleri arasında sözleşmeler ard arda yenilenmek suretiyle kesintisiz olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durumda somut olayda iş sözleşmesinin belirli süreli olmasını gerektirir objektif koşullar bulunmadığı gibi ard arda zincirleme sözleşme yapılmasını gerektirir esaslı nedenlerde bulunmamaktadır. İşverenin davacıyı çeşitli projeler kapsamında proje süresince çalıştırıyor olması esaslı neden sayılamaz. Çalışma ard arda yenilenen sözleşmelerle ve kesintisiz olarak devam etmiştir. Bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olduğunun kabulü gerekir. İş sözleşmesinin feshinde bilgisayar programcısı olarak çalışan davacının feshin son çare olma ilkesi kapsamında yeni sistemde değerlendirilme imkanı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı dolayısıyla işveren tarafından feshin geçerli sebeplere dayandığı kanıtlanamadığından davanın kabulü yerine reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Yukarıda tarih ve numarası bildirilen mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile, davacının İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN GEÇERSİZLİĞİNE ve İPTALİNE, Davacının Bayer Türk Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketi işçisi olarak İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurusuna rağmen işveren tarafından yasal sürede işe başlatılmaz ise ödenecek tazminatın miktarının davacının dört aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesine,
4-Davacının süresinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu
alacaktan mahsubuna,
5-Harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama 112,05 TL giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalılar tarafından yapılan yargılama gederinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, kesin olarak 12/03/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.