10. Ceza Dairesi 2019/1009 E. , 2019/1938 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 06/03/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli ve 2016/323 esas, 2018/1681 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 13/03/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla ...:
1- Sanık hakkında, 18/08/2015 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, erteleme kararının 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın hiçbir aşamada karara itiraz etmediği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, ancak kuruma müracaat etmeyerek yükümlülüklerini ihlal ettiğinden bahisle TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli ve 2016/323 esas, 2018/1681 sayılı kararıyla "Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğu ve dava şartının gerçekleşmediği" gerekçesiyle, “kamu davasının düşürülmesine” ve “usulüne uygun tebliğ yapıldıktan sonra tedbirin infazının devamına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın tedbire uymadığı ve bu nedenle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, ancak mahkemece yapılan yargılama sonucunda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, anılan hususun dava şartı olduğundan bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan
soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "kişinin, erteleme süresi zarfında; a) kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı;
Somut olayda ise sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığa anılan kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiğinde şüphe bulunmamakta ise de, söz konusu tebliğin usulünce yapılmadığı gerekçesi ile düşme kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/3245 esas, 2017/6004 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli ve 2016/323 esas, 2018/1681 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, Mahkemece yargılama şartı gerçekleşmediği kabul edilerek “kamu davasının düşmesine” karar verilmiş ise de, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, “davanın düşmesine” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve "düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "düşme" kararı verildikten sonra ayrıca “usulüne uygun tebliğ yapıldıktan sonra tedbirin infazının devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “kamu davasının düşmesine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “usulüne uygun tebliğ yapıldıktan sonra tedbirin infazının devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya
çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının düşürülmesine ilişkin Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli ve 2016/323 esas, 2018/1681 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 01.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.