22. Hukuk Dairesi 2013/12735 E. , 2014/14356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2010/62-2013/35
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmada 24.11.2008 tarihinde belirli süreli iş sözleşmesi ile usta gemici sıfatıyla işe başladığını, on beş günlük çalışması sonrası işvereninin artık kendisi ile çalışmak istemediğini söyleyerek iş sözleşmesine son verdiğini beyanla fazlaya ait haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve bakiye süre ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin yabancı bayraklı gemilere kumanya , personel ve değer ihtiyaçlarının temininde yardımcı olduğunu, bu kapsamda T.....L....Ltd. Şirketine ait M.... B... ./.... Emek S ...G.... de kumanya, malzeme ve personel teminin de yardımcı olduğunu, davacının da anılan şirkete önerildiğini,...Emek S gemisinde çalışmaya başladığını, bir süre denedikten sonra yetersiz bulunarak kendisiyle çalışmaya devam edilmediğini, davacının çalıştığı geminin müvekkili şirkete ait olmadığını, bakanlık yetkilileri ile tutulan 05.10.2009 tarihli tutanakta da belirtildiği davacının T.... L.... Ltd. şirketine ait M.... B.... gemide çalıştığını, tarafından işçilik alacağı talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının reddine bakiye süre ücreti alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı süresinde temyiz etmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanunu"na tabidir. Ancak hava taşıma işlerinde çalışanlar için özel bir düzenleme yapılmadığından Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanmaktadır.
854 sayılı Deniz İş Kanunu"nun 1. maddesine göre “Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonalitonluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır” denilerek, adı geçen Kanunun kapsamı belirlenmiştir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan, 4857 sayılı Kanun"un kapsamı dışında bırakılmıştır. Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa dahi yüz grostonalitonluk değilse bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanamaz. Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler de 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kaldığından, haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
Sonuç olarak gerek taşıma gerekse yer hizmeti olsun, yukarda açıklanan ilkelere göre deniz ve hava işlerinde, 4857 sayılı İş Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu"nun uygulandığı uyuşmazlıklarda iş mahkemesi, diğer durumlarda ise genel mahkemeler görevlidir.
Somut olayda, davacının davalı şirketle “.... Emek S” isimli gemide, gemi adamı olarak beş ay süreyle çalışmak üzere belirli süreli sözleşme yaptığını ve sözleşmenin süresinden önce gerekçe göstermeksizin davalı tarafından feshedildiğini ileri sürdüğü anlaşılmış, davacının çalıştığını iddia ettiği “.... Emek S” isimli geminin Türk bayrağı taşıyıp taşımadığı hususunun araştırılması ve sonucuna göre yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeple sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.