3. Hukuk Dairesi 2019/3325 E. , 2019/7147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile arasında ...,... nolu dairenin alım satımı konusunda ve bu alım satıma ilişkin olarak taraflar arasında cayma akçesine ilişkin sözleşme yapıldığını, buna göre müvekkilinin 10.000 TL kapora ödediğini, ancak alım satımın gerçekleşmediğini, bu nedenle ödemiş oldukları 10.000,00TL kapora ve cezai şartın müvekkiline iade edilmesi için ihtar çektiklerini, ödenmediği için davalı hakkında icra takibinde bulunduklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sözleşmedeki edimini yerine getirdiğini ancak davacının tapuda işlem yapmaktan vazgeçtiğini, müvekkiline çekilen ihtardaki davacının imzası ile cayma akçesindeki imzaların birbirine uymadığını, yapılan icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, bu nedenle davanın reddine, %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulu ile İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2015/1655 sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.000,00TL üzerinden devamı ile yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Olayımızda; takip konusu alacak sözleşmede açıkça yazılı olup, davalı borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. Bu nedenle alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile İİK"nun 67. maddesi gereğince kabul edilen alacak talebi yönünden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan "yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine" ibaresinin çıkartılarak yerine “Hükmolunan 10.000 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2019 günü oybirliğiyle karar verildi.