3. Hukuk Dairesi 2019/4109 E. , 2019/7162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; su aboneliği için davalı kuruma müracâat ettiğinde kendisinden 4.052,61 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli alındığını, haksız yere alınan bu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu bedelin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi kapsamında alındığını, uygulamanın mevzuat gereği yapıldığını, yasadan kaynaklanan haklı bir uygulama olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporuna göre davacının 3.657,61 TL’den sorumlu olmadığına ve bu bedelin iadesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 01.07.2015 tarih ve 2014/1493 Esas- 2015/12206 Karar sayılı ilamı ile; "...Somut olayda; her ne kadar davalı tarafından davacı taşınmazının bulunduğu bölgede götürülen hizmetler, yapı kullanma izin belgesinin alınmasından önceki tarihe ait ise de, davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı sabittir.
Öyle ise mahkemece; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; idari yargı yerince iptal edilmekle bütün sonuçlarıyla birlikte hukuk aleminden silinen düzenleyici işlemin (ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 39.maddesinin) uygulanma imkanı bulunmaması, davacının şebeke veya kanalizasyon hattının tamamlanarak hizmete sunulduğu yahut mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı tarihi itibariyle dava konusu taşınmazdan yararlanan malik durumunda olmaması, diğer bir ifade ile davacının işbu taşınmazı hizmetlerin sunulduğu tarihten daha sonraki bir tarihte satın alarak abonelik talebinde bulunması nedeniyle davalının kanal katılım ve şebeke hisse bedelini davacıdan talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacıdan abonelik tesisi sırasında alınan 4.039,48 TL tutarındaki kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içince davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- "Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut uyuşmazlıkta; mahkemenin 31/10/2013 tarih ve 2012/1601 E. - 2013/2474 K. sayılı ilamı ile “...davacıdan haksız olarak fazladan tahsil edildiği anlaşılan kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altındaki 3.657,61TL alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine...” karar verilmiş, anılan karar sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda anılan nedenlerle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece bu kez “ ...davacıdan abonelik tesisi sırasında alınan 4.039,48 TL tutarındaki kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine...” karar verilmiş, davalı aleyhine verilen bu karar ile davalının kazanılmış hakkı ihlal edilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; bozmadan önceki kararın, davalı vekili tarafından temyiz edildiği ve ilk kararda hükmedilen miktarın temyiz eden taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu göz önünde bulundurularak, 3.657,61 TL tutarındaki kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/ 7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1 nolu bendinden “4.039,48 TL” ifadesi çıkarılarak yerine “3.657,61 TL” ifadesi eklenmek suretiyle değiştirilerek hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.