10. Hukuk Dairesi 2014/21812 E. , 2014/25349 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
İşkazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Kanunun 10. ve 26. maddeleri uyarınca tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle gerçekleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan ..., ... Perçem, ..., ... vekilleri ve Selime Mesten tarafından istenilmesi ve ayrıca ..., ... Perçem, ... ve ... vekillerince duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılardan ..., ... Perçem ve ... adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat Sevgi Sevcan Yıldız geldiler. ... ve diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-1086 Sayılı HUMK’nın 434. Maddesi gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin ödenmemiş veya eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması durumunda, karar veren hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde ödenmesi veya eksikliğin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
./...
-2-
Mahkemece, eksik harcın tamamlanması için davalı ... Mesten’e yedi günlük süre verilmiş olup, yasada belirtilen yedi günlük kesin sürenin geçtiği gözetildiğinde, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434. maddesi gereğince davalı ... Mesten’in temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar ..., ... Perçem, ..., ...’ın temyiz itirazlarının reddine;
3-Davacı Kurumun temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Yasanın 26. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere...” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas ve 2006/106 sayılı kararıyla, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş; Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması karşısında, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 tarihinden sonra, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca, yürürlükteki yasaları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından, açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uygun olan davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecindeki yasa değişikliğiyle ortadan kalkması nedeniyle reddinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı; her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği yönündeki usul kuralından hareketle davacının, davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilemeyeceği açıktır.
Davaya konu somut olayda; davacı Kurum tarafından %90 Kurum zararının talep edildiği, ilk peşin sermaye değerli gelir ve masraf toplamının 54.837,84 TL olduğu, olayda davalıların toplam % 87,5 oranında kusurlu olduklarının belirlenmesi karşısında, kusur oranı nedeniyle reddedilen ilk peşin sermeye değerli gelir ve masraflar gözetilerek davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm peşin sermaye değerli gelir dikkate alınmak suretiyle fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
../...
-3-
SONUÇ : Hüküm fıkrasının davalılar yararına vekalet ücreti takdirine ilişkin bendinde yer alan “4.997,90” rakamlarının silinerek yerine “440,00” rakamlarının yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı Avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının temyiz eden davalılara yükletilmesine, alınmayan temyiz harcının davalılardan Selime Mesten"den tahsiline, fazla alınan temyiz harcının istem halinde davalılardan ..., ... Perçem, ... ve ..."a iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.