
Esas No: 2016/6191
Karar No: 2018/2507
Karar Tarihi: 02.04.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/6191 Esas 2018/2507 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 20/07/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ... ve ... İnş. Taah. Tel. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... İnşaat Taah. Tel. San. ve Tic. Ltd. Şti vekilleri ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği ...’ın ailesiyle birlikte yaşadığı ... Sitesinin arızalı olan süs havuzunu 29/08/2011 günü site görevlisi ...’in ricası üzerine tamir ettiği sırada elektrik çarpması sonucu yaralandığını ve 11/09/2011 günü vefat ettiğini, davalı ... yönetiminin arızalı süs havuzuna yaklaşılmaması ve müdahale edilmemesi konusunda gereken önlemleri almadığını, bir buçuk yıldan bu yana çalışmayan süs havuzunun gerekli bakımını yaptırmaması nedeniyle site yönetiminin kusurlu olduğunu, ... Yapı Kooperatifi Sitesinin müteahhitliğini davalılardan ... İnşaat Ltd. Şti ve ...’ın yaptığını, davalı ...’ın sitenin süs havuzunu elektrik tesisatı projesi dahi olmadan davalılardan ...’e yaptırdığını, ...’in de süs havuzunu projelendirmeden ve enerji kaynağını küçük gerilim olarak seçmeden, havuzda kaçak akım ve faz rölesi, yangın koruma şalteri, havuz lambası zorunlu iken bunların yerine getirmeden inşa ettiğini, yüklenici şirket ve işi yapan taşeronun teknik zorunluluklara uymadan havuzu yapmaları nedeniyle kusurlu olduklarını, davalılardan site görevlisi ...’in ise olay anında şalteri açtıktan sonra şalterin başından ayrılması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı ... Yönetimi vekili, süs havuzunun arızalı olduğunu bilmesine rağmen havuzun suyunun boşaltılmasını talep eden ve tamir etmeye çalışanın müteveffa olduğunu, site yönetimi ya da site çalışanının süs havuzunun tamiri için müteveffadan talepte bulunmadığını, sitenin bir ihmali bulunmadığını, süs havuzunun diğer davalı şirket tarafından yapılmış olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... İnşaat Ticaret Limited Şirketi vekili, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin inşaat faaliyetleri sürerken var olan kooperatif yöneticiliğinden kaynaklı sorumluluğunun ... Site Yöneticiliğinin oluşmasından sonra son bulduğunu, süs havuzu yapılırken uyulması gereken teknik kurallara eksiksiz uyulduğunu, fakat inşaatta oturma izni alınmadığı için kaçak akım rölesinin yapılmadığını, kooperatif yönetimi olarak işten uzaklaştırılması nedeniyle bu işlemi site yöneticiliğinin yapması gerektiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., siteye 2 adet süs havuzu yapıp teslim ettiğini, müteveffanın yetkili olmadığı halde tamirat işine girişerek hayatını tehlikeye attığını, süs havuzlarından bir tanesinin sürekli çalıştırılmış olmasına rağmen, kazanın meydana geldiğini, havuzun 1,5 yıl hiç çalıştırılmaması nedeniyle pis suyun içinde kaldığı motorun oksitlenmek suretiyle bozulduğunu, bu nedenle sorumluluğun site yöneticiliğine ait olduğunu savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... davaya cevap vermemiş, duruşmada alınan beyanında, müteveffanın havuz işlerinden anladığını söyleyerek tamir konusunda ısrarı üzerine havuzu boşalttığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ceza dosyasında sanık olarak yargılanan site yöneticisi ...in beraat ettiği, yönetici ... kusursuz ise de site yönetiminin sitenin süs havuzunu elektrik tesisatı bozuk olmasına rağmen elektrik panosunu 1,5 sene açıkta bırakması nedeniyle kusurlu olduğu, site görevlisinin olayda sorumluluk ve inisiyatif sahibi olmaması, yöneticinin ceza mahkemesince beraat ettiği bir olayda kapıcının sorumlu kabul edilmesinin çelişki yaratacağı, bu nedenle davalı ... hakkındaki davanın reddi gerektiği, davacıların desteği ...’ın % 40 , davalı ... yönetiminin % 20, davalı sitenin müteahhitliğini yapan inşaat şirketi ... İnşaat Ltd. Şti. ve ...’ın % 20, davalı ...’in ise % 20 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, mahkemece belirlenen bu kusur oranları üzerinden maddi zararın hesaplanması için bilirkişiye tevdi edildiği, 12/06/2014 tarihli aktüerya bilirkişisinin raporunda hesaplanan destek zararından davalıların sorumlu tutulmasına karar verildiği gerekçesiyle, davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ceza dosyasının incelenmesinde, ... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/670 esas sayılı dosyasında..., ... ve ...’in taksirle ölüme neden olma suçundan yargılandıkları, ceza mahkemesince alınan 05/04/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, olayın bir kaza olduğu, olayın meydana gelmesinde davacıların desteği ...’ın asli kusurlu, ... İnşaat Ltd. Şirketi olarak ...’ın, ...’in, ... Site Yöneticisi olan...’in, site görevlisi ...’in ise tali kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği, yapılan yargılama sonucunda sanıklar..., ... ve ...’in netice olarak 1’er yıl 8’er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, işbu kararı temyiz etmeyen sanıklar ... ve ... yönünden kararın kesinleştiği, sanık...’in temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesince kararın site yöneticisi olan sanığa kusur izafe edilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda sanık ...’in beraatine karar verildiği, beraat kararının da Yargıtay’ca onanarak 20/02/2018 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece mahallinde keşif yapılarak Makine Mühendisi Elektrik Mühendisi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 15/07/2013 tarihli raporda, davacıların desteği Orhan Yıldız’ın % 20, Mor Menekşe
Site Yöneticisi...’in % 30, ...’in % 30, ... İnşaat ve ...’ın birlikte % 10, ...’in ise % 10 oranında kusurlu bulunduğu, taraf
vekillerinin bilirkişi heyet raporuna itiraz etmeleri ve ceza mahkemesince alınan rapor arasında çelişki olması nedeniyle yeniden rapor alınmasına karar verildiği, talimatla ... Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi ve Makine Fakültesinden birer öğretim üyesi bilirkişi, Hukukçu bilirkişi, A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Baş İş Müfettişi bilirkişiden oluşan heyetten alınan 03/02/2014 günlü raporda ise, davacıların desteği ...’ın % 40 oranında birinci derecede, Site yöneticisi...’in % 30 oranında, ...’in % 10 oranında, Aydemir İnşaat Ltd. Şti ve ...’ın % 10 oranında, ...’in % 10 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan her iki bilirkişi heyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden, 08/05/2014 tarihli celsede davalı vekilinin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden rapor alınmasına yönelik talebinin reddi ile yeniden bilirkişi raporu alınmasına yer olmadığına karar veren mahkeme hakiminin kendisinin belirlediği kusur oranları üzerinden maddi tazminat hesabının yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verdiği, aldığı hesap raporuna itibar etmeyen mahkeme hakiminin bu kez de 24/03/2015 günlü celsede bir önceki celse kendisinin belirlediği oranları tekrar değiştirerek yeni belirlediği kusur oranları üzerinden maddi tazminat hesabının yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verdiği, hesap bilirkişisinin 12/06/2014 günlü raporuna göre de hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 266. maddesi uyarınca; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.”
Somut olay, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilir nitelikte değildir. Teknik ve uzmanlık gerektirecek bir konuda görev alanına girmeyen bir hususta Hakimin, bilirkişinin yerine geçerek tarafların kusur oranlarını belirlemesi usul ve yasaya uygun değildir. Şu halde mahkemece, öncelikle daha önce rapor düzenleyen üniversite dışında bir başka üniversiteden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olacak şekilde rapor alındıktan sonra ceza yargılaması sonucu da nazara alınarak bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususlara riayet edilmeden karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.