9. Hukuk Dairesi 2015/9426 E. , 2018/3524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve harcırah alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı işyerinde çalışırken ücretlerinin tam olarak ödenmediğinden iş akdinin haklı olarak feshettiğini iddia ederek ödenmeyen kıdem tazminatı, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti ve harcırah tutarlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı zamanaşımı def"inde de bulunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin davacı tarafından ücret niteliğinde ödenmeyen alacakları olduğundan haklı nedenle feshedildiği için kıdem tazminatı hakkının olduğu, dinlenen tanık anlatımları ve yapılan işin niteliğine göre davacının bir kısım hafta tatili ücret alacağı, fazla mesai ücret alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının da oluştuğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
I)- Davalının temyiz talebi açısından:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa HUMK.’nun 434/3. Maddesi gereği 7 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 8 günlük süre içinde temyiz edilmeyen(HUMK.432/4), temyiz defterine kaydı yapılmayan(HUMK. 434/2) veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan(HUMK. 434/3) kararlar kesinleşmiş olur.
Somut olayda, kısa karar yokluğunda tefhim edilen davalı şirket vekiline gerekçeli karar 12/01/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin temyiz talebinin 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 21/01/2015 tarihinde yapıldığı temyiz dilekçesinin UYAP’a kaydedildiği tarih ve harç makbuzundan anlaşıldığından, davalının temyiz talebinin HUMK.nun 432/4. maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
II) Davacı vekilinin temyiz talepleri açısından:
1--Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir.
Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur. Sözü edilen davanın kısmi davadan farkı ise, alacaklının kısmi dava açtığını belirtmeksizin belirsiz alacak davasından söz ederek taleplerde bulunmasına dayanır. Yukarıda açıklandığı üzere belirsiz bir alacak için alacaklının açıkça kısmi dava açtığını belirterek talepte bulunması veya belirsiz alacaktan söz edilmeksizin kısmi taleplerde bulunulması halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilir.
Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir.
Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Kıdem tazminatı dışındaki alacaklarda, davadan önce temerrüt olmadığı taktirde davaya konu edilen miktarlar için faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Dava dilekçesi ile alacağın kalan kısmının sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarına ilerde talep edildiği tarihten itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
a)Somut uyuşmazlıkta, davacı kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davası açmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı definin hukuki sonucu olmadığından davacının talep artırım dilekçesi üzerine davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı definin dikkate alınarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.
b) Somut uyuşmazlıkta davalının ihtarname yollanarak işçilik alacakları konusunda temerrüde düşürüldüğü sabit olmakla ihtarnamede davalının “...tebliğ tarihinden itibaren 5(beş) gün içerisinde” ödeme yapması belirtilmiş ancak dosya içerisinde ihtarın tebliğine ilişkin tebligat parçasına rastlanmamıştır. Tebligat parçası getirtilerek davalının temerrüde düşüp düşmediği saptanarak temerrüt söz konusu ise kıdem tazminatı dışındaki alacakların tamamına, temerrüt itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, temerrüt olgusunun araştırılmaksızın dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır.
3- Somut uyuşmazlıkta, karineye dayalı makul indirim hariç reddedilen miktar 14.952,38 TL. olup, davalı lehine 1.795,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2.970,17 TL. ye hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.