Esas No: 2021/4454
Karar No: 2022/351
Karar Tarihi: 08.02.2022
Danıştay 12. Daire 2021/4454 Esas 2022/351 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/4454 E. , 2022/351 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4454
Karar No : 2022/351
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ....
VEKİLİ : Av. ....
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:...., K:.... sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Belediyesi Başkanlığında zabıta komiseri olarak görev yapmakta iken emekli olan davacının, yanlış hesaplama sonucu erken emekli olduğundan bahisle görevine dönme istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine, açıkta kaldığı 17/05/2010 ile 18/09/2012 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... Belediye Başkanlığının bila tarih ve ... sayılı işleminin iptali ile görevden ayrı kaldığı dönemlere ilişkin aylık maaş farklarının, sosyal yardım ödemelerinin, maktu mesai ücretlerinin, 2010-2011-2012 yıllarına ait yıllık izin ücretlerinin, 2011-2012 yıllarına ait 4 bayram tatili için bayram ikramiyelerinin, diğer resmi tatil izin ücretlerinin, maaşına ek ödenen diğer özlük haklarının ve manevi zararlara karşılık 5.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 21/01/2020 tarih ve E:2017/3362, K:2020/370 sayılı bozma kararına uyularak; davacının, davalı idarece hatalı olarak belirlenen intibakına göre tesis edilen işlemlerle emekli olduğunun yargı kararı ile ortaya konulduğu ve bunun üzerine görevine iade edildiği dikkate alındığında, davalı idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle emekli olan davacının, görevden ayrı kaldığı 17/05/2010 ile 18/09/2012 tarihleri arasındaki dönemde görevde olsaydı alacağı maaş ile bu dönemde almış olduğu emekli maaşı arasındaki "maaş farklarının" yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği, bu durumda; dava konusu işlemin, maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının görevinden ayrı kaldığı dönemde mahrum bırakıldığı maaş farklarının taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi olan 22/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği;
Sosyal denge tazminatının, ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında ilgili mevzuatta öngörülen hükümler çerçevesinde yapılacak sözleşme uyarınca, ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan kamu görevlilerine ödenen bir tazminat olduğu, görevde olan kamu görevlilerine aylıklarına ek olarak puantaja göre belirlenen tutarlarda ödendiğinin anlaşıldığı, davacının, davalı idarece hatalı olarak belirlenen intibakına göre tesis edilen işlemlerle emekli olduğunun yargı kararı ile ortaya konulduğu ve bunun üzerine görevine iade edildiği dikkate alındığında, davacının, görevde olsaydı sosyal yardım ödemelerine hak kazanacağı anlaşıldığından, görevden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı sosyal denge tazminatlarının (sosyal yardım) yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği, diğer taraftan; bayram ikramiyelerine ilişkin olarak ise, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden, davalı idarece yapılan sosyal denge tazminatı sözleşmesi gereğince görevde bulunan kamu görevlilerine yılda 2 kere dini bayramlarda 1.000,00-TL'lik ödeme yapıldığı anlaşıldığından, davacının, görevinde olsaydı sosyal denge tazminatı sözleşmesi uyarınca ödenen bayram ikramiyelerine de hak kazanacağı açık olup, ve görevden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı bayram ikramiyelerinin yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği, bu durumda; dava konusu işlemin, davacının yoksun kaldığı sosyal yardım ve bayram ikramiyelerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; davacının görevinden ayrı kaldığı dönemde mahrum bırakıldığı sosyal denge tazminatlarının ve bayram ikramiyelerinin taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi olan 22/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği;
Her ne kadar fazla çalışma ücreti ödemesi fiilen çalışma karşılığı yapılan bir ödeme ise de, davacının idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle emekliye ayrılarak fiilen çalışamadığı açık olduğundan, idarenin verdiği zararı tazmin etmesi gerektiği, zira davacının istese dahi fiilen çalışma olanağına sahip olmadığı ve dava konusu işlem olmasa idi fiilen çalışma şartını yerine getirebileceği, öte yandan; zabıta hizmetlerinin kesintisiz olarak yürütülmesi gerektiğinden, Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşlarda görev yapan zabıta hizmetlerinde çalışan personele ödenen aylık maktu fazla çalışma ücreti, mesai dışında fazla çalışma karşılığı olarak değil, görevin niteliği, yapılan işin zorluğu ve önemi doğrultusunda fiilen zabıta ve özel güvenlik hizmetlerinde kadrolu olarak çalışanlara, salt bu görevi yerine getirmeleri nedeniyle personel arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın, her ay sabit ve maktu olarak ödenen bir ödeme niteliğinde bulunduğu, davacının, davalı idarece hatalı olarak belirenen intibakına göre tesis edilen işlemlerle emekli olduğu, davalı idarenin hukuka aykırı işlemleri nedeniyle emekli olan davacının, görevinde olsaydı maktu mesai ücretine hak kazanacağı anlaşıldığından, görevden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı maktu mesai ücretlerinin yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği, bu durumda; dava konusu işlemin, davacının yoksun kaldığı maktu mesai ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının görevden ayrı kaldığı dönemde mahrum bırakıldığı maktu mesai ücretlerinin taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi olan 22/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği;
Davacı tarafından, yoksun kaldığı yıllık izin ücretlerinin, bayram tatili izin ücretlerinin ve diğer resmi tatil izin ücretlerinin yasal faiziyle birlikte tazmininin istenildiği görülmekle birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ya da Belediye Zabıta Yönetmeliği'nde veyahut ilgili diğer mevzuatlarda yıllık izin, bayram tatili izni ve diğer resmi tatil izni ücreti adı altında herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi, 657 sayılı Kanun' da yıllık izin hakkının kullanılmaması durumunun da bu iznin bir sonraki yıla devredeceği, bir sonraki yılda da kullanılmaması durumunda izin hakkının düşeceği hüküm altına alındığından, yıllık izinlerin karşılığında ücret ödemesi yapılması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, bayram tatillerinde ve diğer resmi tatillerde çalışılması durumunda ise bu durumun fazla mesai ücretine konu olabileceği, söz konusu duruma ilişkin taleplerin ise yukarıda yer verilen maktu mesai ücretine ilişkin kısımda karşılandığından, anılan istemler yönünden davanın reddi gerektiği;
Davacının, davalı idarece hatalı olarak belirtilen intibakına göre tesis edilen işlemlerle emekli olduğu, davacının yanlış hesaplama sonucu erken emekli olduğundan bahisle görevine dönmek istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin de Mahkemece iptal edildiği, dolayısıyla davalı idarenin hukuka aykırı işlemleri nedeniyle emekli olan davacının, işlem hiç tesis edilmeşi gibi geriye dönük olarak emeklilikte geçen ve görevden ayrı kaldığı dönemlerde yoksun kaldığı özlük haklarının Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca davacıya iade edilmesi gerektiği, bu durumda; dava konusu işlemin, özlük haklarının iadesi talebinin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı;
Manevi tazminatın, ölüm, bedensel zararlar, kişilik haklarının ihlali sonucunda uğranılan manevi zararın yani duyulan acı ve elemin karşılanması için öngörülen bir yaptırım türü olması dikkate alındığında, olayda, manevi tazminatı doğuracak manevi bir zarar bulunmadığından, bu kısım yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; dava konusu işlemin, davacının görevden ayrı kaldığı dönemde görevde olsaydı alacağı maaşlar ile almış olduğu emekli maaşları arasındaki maaş farklarının, görevden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı sosyal yardım ve bayram ikramiyeleri ile maktu mesai ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesi talebinin reddine ilişkin kısmının iptaline; davacının görevden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı maaş farklarının, sosyal yardım ve bayram ikramiyeleri ile maktu mesai ücretlerinin, taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi olan 22/03/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davalı idare tarafından davacıya ödenmesine; davacının görevden ayrı kaldığı döneme ilişkin özlük haklarının iadesine; dava konusu işlemin, davacının görevden ayrı kaldığı döneme ilişkin yıllık izin ücretlerinin, bayram tatili izin ücretlerinin ve diğer resmi tatil izin ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmı ile 5.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının çalışmadığı dönem için sosyal ücret alacakları, mesai ücreti alacağı, bayram ikramiyesi, izin ödemeleri alacağı ve maaşa ek olarak diğer özlük haklarını talep edemeyeceği, bu ücretlerin fiilen fazla çalışma karşılığında ödenen ücretler olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin kısmen iptali ve parasal hak isteminin kısmen kabulü ile davanın kısmen reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E..., K:... sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.