(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/27335 E. , 2020/2696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak işverence feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışmasının olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, davalı iş yerinde muhabir ve 01.01.2011 tarihinden sonra buna ek olarak temsilci olarak çalışan davacı; iş yerindeki mesai saatlerini belirtmeksizin normal mesainin dışında da çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, Bartın"da muhabirlik hizmetinin yanı sıra işverence zaman zaman çevre illere de gönderildiğini, zaman mefhumu olmaksızın çalıştığını ileri sürmüş; davalı yan ise davacı işçinin kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, bu nedenle fazla çalışma ücret talebinin yerinde olmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dinlenen tanık anlatımlarının ortalamasına göre davacının 01.01.2011 tarihine kadar ayda 48 saat, bu tarihten itibaren ise ayda 36 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Ancak söz konusu kabul dosya içeriğine uygun gözükmemektedir. Zira, dava dilekçesinde yer alan fazla çalışma ücret alacağına ilişkin talep net değildir. Mahkemece; öncelikle davacının bu konudaki istemi netleştirilmelidir. Ardından, bilirkişi tarafından yapılan tespite esas alınan davalı tanık anlatımlarının da fazla çalışma ücret alacağı hesabına elverişli olmadığı anlaşılmakla, bu tanıkların beyanlarına yeniden başvurularak davacının çalışma sistemindeki muğlak hususlar açıklığa kavuşturulmalıdır. Son olarak, davacı istemi, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer deliller ile birlikte değerlendirme yapılarak fazla çalışma alacak istemi konusunda bir karar verilmelidir.
3- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kullanılmayan yıllık ücretli izin alacağı için, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun"un 29. maddesi uyarınca iki kat ücret ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. 5953 sayılı Kanun’un 29. maddesinde “Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idari para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda ise; davacı, davalı iş yerinde çalıştığı dönem içerisinde son altı yıla ait yıllık izinlerini kullanmadığını ve bu sürelere ait ücretlerini de almadığını ileri sürmekte olup yıllık izinlerini talep etmesine rağmen bunların işverence kullandırılmadığını ya da yıllık izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia ve ispat etmiş değildir. Bu halde, bahsi geçen izin süresi için iki kat ücret hesaplaması yapılması hatalı olmuştur. İş sözleşmesinin feshinden sonra açılan eldeki davada, davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre, bakiye izin süresinin, Kanunun 29. maddesi uygulanmadan son ücret üzerinden ödenmesi gerekliliği nazara alınarak yeniden hesaplama yapılmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.