3. Hukuk Dairesi 2018/4071 E. , 2019/7263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,ilgili adresteki binayı davalılardan ..."tan kiralayarak hayvan besiciliği yaptığını, hayvanlarını beslediği ahırın birbirine bitişik üç bölümden oluştuğunu, 2013 yılı Ağustos ayının ilk günlerinde davalılardan ... Belediyesi ve taşeron olan davalı ..."in şahıs firması tarafından yapılan alt yapı çalışmaları nedeni ile ahırın en alt bölümünün yıkıldığını, yıkım sonucu hayvanlarının barındığı ahırın hırsızlık vs. açısından son derece güvensiz bir hale geldiğini,yetkililerle yapılan görüşmeler neticesinde yıkım dolayısı ile oluşan bu durumun giderileceği, ahırın yıkımından geriye kalan kısmın tekrar eski güvenli hale getirileceğinin tarafına beyan edildiğini,aynı güzergahta yıkılan başka binaların da bulunduğunu,yıkılan diğer binaların tamir edildiğini,ancak kendisinin kullanımında olan kısımla ilgili bir tamirat yapılmadığını, davaya konu binanın belediye tarafından kamulaştırıldığını, davalı ..."ın kamulaştırmadan ve binanın bir kısmının yıkılacağından haberdar olmasına rağmen kendisine herhangi bir bilgi vermediğini, ancak aralarındaki kira sözleşmesinin devam ettiğini, kiraya veren davalı ..."ın kiraya verdiği taşınmazla ilgili mesuliyeti bulunduğunu, yine davalılardan belediye ve diğer davalı taşeron firma sahibinin de yıkım öncesinde tarafına herhangi bir bildirimde bulunmadığını,yıkım günü gelerek binayı yıktıklarını, bu olaylar nedeniyle 87 adet küçükbaş hayvanının çalındığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., ileri sürülen iddialar ile ilgisi olmadığını,kamulaştırma olayının tarafının belli olduğunu,yasal prosedürlere göre yıkıma ilgililer tarafından karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...,meydana gelen olayda kusurlarının bulunmadığını, belediyece usulüne uygun kamulaştırma işlemleri yapıldığını,taşınmaz sahibi olan davalı ..."la anlaşılan bedel üzerinden parasının ödendiğini ve ibraname alındığını, taşınmazın yıkımının mal sahibinin bilgisi dahilinde ve boş olarak teslim alındıktan sonra taşeron firma aracılığı ile yaptırıldığını,yıkım tarihi ile hayvanların çalındığı tarih arasında çok uzun süre bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...,cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece,davalı ... tarafından kamulaştırma işlemi sonrasında kamulaştırılan alanın müteahhit firmaya yıkımının yaptırıldığı, yıkım esnasında barınağın yıkılan bölümünde hayvan bulunmadığı, hayvanların barınağın yıkılmayan kısımlarına taşındığı, hayvanların çalınması olayının yıkım yapıldıktan bir kaç gün sonra ve hayvanların yıkım sonrasında taşındıkları barınakta gerçekleştiği, meydana gelen zarar ile davalı Belediyece gerçekleştirilen yıkım olayı arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda; taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davacı ile davalılardan ... arasında akdedildiği iki tarafın da kabulünde olan kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dava, 03.10.2013 tarihinde, 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre,eldeki davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu itibarla mahkemece,taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın temelinin davacı kiracı ile davalılardan kiraya veren ... arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı gözetilmek suretiyle eldeki davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğunun dikkate alınması,diğer davalılar belediye ve taşeron şirket sahibi olduğu iddia edilen ... yönünden ise delillerin birlikte değerlendirilmesinin gerekli olması ve usul ekonomisi açısından bu davalılar yönünden tefrik kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığı da nazara alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.