3. Hukuk Dairesi 2017/7329 E. , 2019/7265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,amcası olan dava dışı ... "nin ehliyetine el konulması nedeniyle kendisine ait ehliyet ile ... adlı işyerinden 20.10.2010 tarihinde dava dışı ... adlı şahıstan araç kiraladıklarını,bu kiralama işlemine ilişkin olarak araç kiralama sözleşmesi düzenlendiğini ve bir belgenin kendisine imzalatıldığını,bu imzalatılan belgenin boş bono senedi olduğunu o esnada farketmediğini, dava dışı amcası ..."nin 21.10.2010 tarihinde aracı kullanırken trafik kazası yaptığını ve araçta hasar meydana geldiğini, araçta oluşan hasar miktarı konusunda davalı ile anlaşımadıklarını, davalının aracı alıp gittiğini farkında olmadan imzaladığı ve sonradan tamamlanan bono senedinin 45.000 TL olarak doldurulup icra takibine konu edildiğini,bu esnada kaza yapılan araç malikinin de dava dışı amcası ..."ye dava açtığını ve zararını amcasından tahsil ettiğini,bu şekli ile alacaklı görünen davalının kendisi ve amcasından bir alacağı kalmadığını,kendisinden araç kiralarken boş olarak alınan bono senedinin karşılıksız ve bedelsiz kaldığını,alacaklı görünen davalının bedelsiz kalan senedi haksız yere icra takibine konu ettiğini ileri sürerek, takibe konu bono senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, haksız yere yapılan icra işleminden dolayı İİK 72.md gereğince %40 haksız icra tazminatının tahsiline
Davalı,takibe konu edilen bononun kambiyo senedi olup para borcundan kaynaklandığını,bu nedenle bonodan kaynaklı borcun ödendiğinin aynı şekilde yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini ve ispat yükünün davacı tarafta olduğunu,tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini,davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi neticesinde,Yargıtay 6. H.D."nin , 25.05.2015 tarih ve 2015/4140 E.-2015/5016 K. sayılı ilamı ile "" taraflar arasındaki uyuşmazlığın araç kiralama ilişkisinden kaynaklanıp eldeki davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu"" belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda,görevsizlik kararı verilmiş,bu kararın temyiz edilmeden 23.02.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosya eldeki uyuşmazlığa bakan Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi"nce yapılan yargılama neticesinde ise,davacının davasının kabulü ile, Manavgat 3. İcra Müdürlüğü"nün 2010/3249 takip no"lu dosyasında 45.000 TL"lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine;asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda;davacı,davalının işyerinden 20.10.2010 tarihinde amcası için araç kiraladıklarını,bu kiralama işlemi nedeniyle davalı taraf ile aralarında araç kiralama sözleşmesi düzenlendiğini,yine kendisine daha sonradan bono olduğunu öğrendiği ve o an farkedemediği bir boş kağıdın imzalatıldığını,amcasının söz konusu araç ile 21.10.2010 tarihinde kaza yaptığını,araçta oluşan hasarın miktarı konusunda davalı taraf ile anlaşamadıklarını,davalının hasarlı aracı alarak gittiğini,farkında olmadan imzaladığı ve sonradan tamamlanan bono senedinin 45.000 TL olarak doldurulup icra takibine konu edildiğini iddia etmiş,cevaba cevap dilekçesinde ise,söz konusu senedin teminat senedi olarak verildiğini ifade etmiştir.Davalı ise,ispat yükünün davacı tarafta olduğunu iddia etmiş,kolluk ifadesinde ise, sözleşme harici bono imzalatmadıklarını,sözleşmede alkollü kaza yapılması halinde zararın müşteri tarafından karşılanacağının belirtildiğini,sözleşmeye 45.000 TL yazıldığını belirtmiştir.
Bu durumda, eldeki somut uyuşmazlıkta dava ve icra takibine konu senedin, davalı tarafça kiralanan araçta meydana gelecek hasar karşılığı olarak düzenlendiğinin kabulu gerekir. Hal böyle olunca, araçta meydana gelen hasar bedelinin ispatı davalıya aittir.
Bu durumda, mahkemece; kiralanan araçtaki sigorta ödemesi haricinde bakiye kısma ilişkin hasar bedeli yönünden ispat yükü davalı tarafta olduğu kabul edilerek, davalı alacaklıya senet ile teminat altına alınan alacak miktarını yasal delillerle ispat etme olanağı tanınmak suretiyle, araçta oluşan talep edilebilecek hasarın miktarının belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.