3. Hukuk Dairesi 2018/5211 E. , 2019/7267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... ile 2007 yılında tek araçla aktarmasız yolcu taşımacılığı sistemine katılması amaçlı sözleşme imzaladığını, katılım payı adı altında davalıya 50.000,00 TL ödediğini, Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/80 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda; davalının haksız yere sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sözleşmenin feshine kadar olan kısmı hariç ödenen miktarın iadesine karar verildiğini,bu kararın Yargıtay denetiminden geçtiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle sözleşmeden doğan zararlarının tazmininin gerektiğini, 45 yıl 4 aylık çalışması neticesinde elde edeceği kazançtan mahrum kaldığını, 2010 sayılı Belediye Meclis kararı ile hattının tamamen kısaltıldığını, şehir içine girmesinin engellendiğini, bu kararın Edirne İdare Mahkemesi"nce iptal edildiğini, haksız fesih nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, yeni bir sistem kurmak maksadıyla yetkili organları eliyle bir karar alındığını, davacının da bir bedel ödemek suretiyle sisteme katılma konusunda iradesini ortaya koyduğunu, ancak söz konusu işlemin Edirne İdare Mahkemesi"nin kararıyla iptal edildiğini, tarafların serbest iradeleri dışında bir sebeple sözleşmenin ifa edilemez duruma geldiğini, yani sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesinin mücbir sebepten kaynaklandığını, dolayısıyla kar mahrumiyeti talep edilemeyeceğini, sistemin iptal edildiğini ve söz konusu hatta çalışılamayacağını öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl geçtiğini ve davanın bu nedenle zamanaşımına uğradığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ortada uygulanabilirliğinden bahsedilebilecek bir sözleşme olmadığından on yıllık zamanaşımı süresinin söz konusu olamayacağı,diğer hukuki sebeplere göre de zamanaşımı süresinin dolduğu, bu kabul edilmese dahi ortada uygulanabilirliğinden bahsedilebilecek bir sözleşme olmadığı,oysaki mahrum kalınan kazanca ilişkin tarafın talepte bulunabilmesi için öncelikle taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunması gerektiği,dolayısı ile yasal şartların oluşmadığı gerekçeleri ile davanın reddine dair verilen
kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 03.03.2015 tarih ve 2015/2643 E.- 2015/3371 K. sayılı ilamı ile ""...mahkemece, usulden (zamanaşımı vb.) ve esastan red kararı verilmesi mümkün olmadığından, önce davanın usul kuralları uyarınca incelenip incelenmeyeceği değerlendirilip, usul hükümleri uyarınca davanın reddi mümkün ise usul yönünden davanın reddine karar verilmeli aksi takdirde davanın esasına girilip esas hakkında bir karar verilmesi... gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, ortada uygulanabilirliğinden bahsedilebilecek bir sözleşme olmadığından on yıllık zamanaşımı süresinin söz konusu olmayacağı,diğer hukuki sebeplere ilişkin de zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında davacının toplu ulaşım sistemine katılması konusunda sözleşme bulunduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Sözleşme sonradan geçersiz olsa dahi sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta TBK"nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olan zamanaşımı sürelerinin burada uygulanması söz konusu olamaz.
Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder.
Sebepsiz zenginleşmede ise; sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi sözkonusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya 2.derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Nitekim, aynı ilkeler HGK. 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E. 2007/350 K.ve 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E. 2010/88 K.sayılı kararlarında da benimsenilmiştir.
TBK.nun 146.maddesinde (818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK"nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı vekili yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.