Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2625
Karar No: 2019/6085
Karar Tarihi: 27.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/2625 Esas 2019/6085 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak davacılar, mirasbırakanların bir bölümünün miras payları üzerinde muvazaalı bir şekilde temlik yaptığını ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptaliyle adlarına tescil edilmesi, olmadığı takdirde de tenkis işlemi yapılması talebinde bulunmuşlardır. Yerel mahkeme, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, karşı dava ise kesin hüküm nedeniyle reddedilmiştir. Ancak, daha önce açılan bir davada kesin hüküm olarak tapu iptali ve tescil isteği karara bağlanmış olsa da, bu davada tenkis işlemi yapılacak konuda kesin hüküm bulunmadığından hüküm bozulmuştur. HMK'nın 26. maddesi gereği hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, çekişmeli bölümlerin miras payı oranında tapu iptali ve tescili yapılması, kalan payın davalı üzerinde bırakılması gerekmektedir. Kararda, HMK'nın 303. maddesi ve 6100 sayılı Yasa'nın 26. maddesi anlatılarak, kesin hüküm kavramı ve önemi açıklanmıştır. Ayrıca,
1. Hukuk Dairesi         2019/2625 E.  ,  2019/6085 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne-karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada- davalı, karşı davada davacı vekili ve katılma yoluyla asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen davalar ile karşı dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...’nın ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümleri satış suretiyle oğlu davalıya devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı dava ile mirasbırakanları ...’nın ... ada ... parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle kızı davacı ...’e devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleştirilen davada temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, karşı davada ise kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nın 01.02.2010 tarihinde öldüğü ve geride mirasçı olarak davaların tarafları olan eşi ... ile oğlu ... ve kızı ..."ün kaldıkları, mirasbırakanın ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümleri 21.08.2008 tarihinde oğlu ...’e, ... ada ... parsel sayılı taşınmazını ise kızı ...’e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle asıl ve birleştirilen davalarda çekişmeli 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler yönünden 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı uyarınca, anılan temliki işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ...’in işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir. Asıl ve birleştirilen davalarda davacıların miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulundukları, mahkemece de, dava konusu taşınmazların davacıların miras payına tekabül eden değeri üzerinden nispi vekalet ücreti tayin ve takdir edilmesi doğru olduğuna göre asıl ve birleştirilen davada davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalı-karşı davacı ...’in karşı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; karşı davada çekişmeli 20 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı-karşı davacı ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2010/96 Esas sayılı dosyasıyla muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası açıldığı, aynı mahkemenin 13.04.2010 tarih ve 2010/217 Karar sayılı hükmü ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin 10.05.2010 tarihinde kesinleştiği, eldeki karşı davada ise, 14.12.2010 günlü dilekçe ile, davalı-karşı davacı ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine açılan karşı davada, çekişmeli 20 parsel sayılı taşınmaz hakkında muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yanında terditli olarak tenkis isteğinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 303. maddesinde düzenlendiği üzere maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi; diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Maddi anlamda kesin hüküm, yargısal (kazai) kararlara tanınan yasal gerçeklik (hakikat) vasfıdır. Bu vasıf yargısal (kazai) kararların gerçeğe (hakikata) uygun olarak verildiğinin kabul edilmesini zorunlu kılar. Kesin hüküm kuralı, haklı ve adil kararların korunması yanında, kişiler arasındaki çekişmelerin sonsuza dek davam etmesini önlemek, toplumun istikrar ve düzenini sağlamak, hukukun ve yargının güvenilirliğini korumak amacıyla da kabul edilmiştir. Bütün yasal yollar kapandıktan ve verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, toplumda sonu gelmeyen çekişmelere, huzursuzluklara, istikrarsızlıklara, kazanılmış hakların her zaman ortadan kaldırılabileceği endişesine neden olur. Çelişkili kararların çıkmasına sebebiyet verir. Bu itibarla, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Devletin iştiraki, hakimin tarafsız araştırması ve iradesi ile kurulan, tüm yasal yollardan geçmek suretiyle; diğer bir anlatımla şekli yönüyle de kesinleşen önceki hükmün korunmasında kamunun büyük yararı bulunmaktadır.
    Öte yandan, HMK"nın 297/2 maddesinde belirtildiği üzere, mahkemece verilen kararlarda her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan verecek içerikte olması zorunludur.
    Somut olaya gelince, mahkemece kesin hüküm kabul edilen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/96 Esas sayılı davasının, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin olduğu, eldeki karşı davada ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yanında terditli olarak tenkis isteğinin de bulunduğu anlaşıldığından, tapu iptali ve tescil isteği yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru ise de, tenkis isteği bakımından kesin hükmün varlığından söz edilemez.
    Hal böyle olunca, davalı-karşı davacı ... tarafından açılan karşı davadaki terditli istek olan tenkis yönünden bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de, 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Anılan kanun hükmü ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, asıl ve birleştirilen davalarda çekişme konusu 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin davacıların miras payı oranında tapu kaydının iptali ile iptal edilen payın davacılar adına tesciline kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalının kalan payı yönünden yeniden iptal-tescil hükmü kurulması da hatalıdır.
    Davalı ..."in açıklanan gerekçeyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi