Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : İhmâli davranışla görevi kötüye kullanma
Hüküm : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Subaşı Belediyesi Eski Başkanı ve Eski Fen İşleri Müdürü olan sanıkların üzerlerine atılı görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 5 yıllık asli ve 7 yıl 6 aylık ilaveli zamanaşımına tabi olduğu, Aralık 1997 tarihli jeolojik etüt raporunun bir örneğinin gereği için 20/10/1998 tarihli ve 23-2032 sayılı Valilik yazısı ile belediye başkanlığına gönderildiği ancak bahsi geçen raporun sanıklar tarafından ilân edilmemesi nedeniyle riskli alan dahilindeki vatandaşların durumdan haberdar olmadığı ve belediyeye başvurarak arazilerine toprak döktürdükleri, yine 2000 yılında Subaşı Kalıcı Konutlarının temel ve yol kazılarından çıkan hafriyat malzemelerinin müteahhit firmalar tarafından heyelanlı olarak tespiti yapılan bölgeye çok miktarda dekapaj yapıldığı, bu dökümlerin durdurulmadığı, akabinde alanın tepe noktasına yapılan ek yükleme, kaynak ve yağış sularının da olumsuz etkisiyle yamaç stabilizesinin bozulduğu, bunun sonucunda dökülen kazı artığı hafriyat malzemelerinin yamaç yönünde heyelan oluşturarak bu kısımda bulunan tarım arazileri ve meyve bahçelerinde zarara neden olduğu şeklindeki isnatların dosya kapsamı açısından zamanaşımını kesen son suç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, böylece suç tarihi olan 2000 yılı ile iddianame tarihi arasında durma süreleri nazara alındığında dahi ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, sanıklar hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ..."in ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 23/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.