16. Hukuk Dairesi 2016/6797 E. , 2019/72 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 182 ada 95 ve 213 ada 33 parsel sayılı 859,55 ve 4.324,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı oldukları ve Mehmet oğlu ...’un kullanımında bulundukları şerhleri yazılmak suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliği ile zilyetlik süre ve şeklini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evrede çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle incelenmesi ve çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildikleri tarihteki nitelik ve zilyetlik durumlarının kesin olarak belirlenmesi gerekir. Ne var ki somut olayda Mahkemece hava fotoğraflarından hiç yararlanılmamıştır. Yine, çekişmeli 213 ada 33 parsel sayılı taşınmaza komşu 185 ada 6 ve 213 ada 31 parsel sayılı taşınmazlar hükmen tapuya tescil edilmelerine rağmen Mahkemece dava dosyaları getirtilip incelenmemiş ve bu parsel yönünden yöntemine uygun şekilde komşu parsel uygulaması yapılmamıştır. Öte yandan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tutanak tanıkları, çekişmeli taşınmazların davacı tarafından aralıksız olarak kullanıldığını beyan etmelerine rağmen, ziraat bilirkişi raporunda 182 ada 95 parsel sayılı taşınmazın üzerinin yabani otlarla kaplı olduğunun, yaklaşık 8-10 yıldır herhangi bir tarımsal işleme faaliyeti yapılmadığının ve taşınmazın bağ vasfını yitirdiğinin belirtildiği, 213 ada 33 parsel sayılı taşınmazın ise üzerindeki yabani otların durumu ve toprak yapısından 4-5 yıldır işlemeli tarım yapılmadığının ve taşınmaz üzerindeki ağaçların da ekonomik verimlerini tamamen kaybettiklerinin belirtildiği görülmüştür. Esasen dosyada mevcut fotoğraflar ziraat bilirkişi raporunu teyit etmekle birlikte, keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarıyla örtüşmemektedir. Mahkemece bu çelişki üzerinde durulmamış ve taşınmazların zilyetlik durumları kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ve varsa bu dönemlere ilişkin uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, çekişmeli 213 ada 33 parsel sayılı taşınmaza komşu 185 ada 6 ve 213 ada 31 parsel sayılı taşınmazların hükmen tescillerine esas dava dosyaları temin edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, arkeolog bilirkişi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki durumunun ne olduğu, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazların muristen intikal etmesi halinde mirasçılar arasında herhangi bir bağış, satış ya da taksim durumu bulunup bulunmadığı, taşınmazların kullanımına ara verilip verilmediği, ara verilmiş ise ne zaman, hangi süreyle ve hangi sebeple ara verildiği, bu durumun zilyetliğin terki olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, taşınmazlar üzerindeki ağaçların kim tarafından ve ne zaman dikildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile varsa dava dosyalarında alınan beyanlarla denetlenmeli, arkeolog bilirkişiden sit alanı haritası ile kadastro paftasını çakıştırması istenilerek çekişmeli taşınmazların doğal ya da arkeolojik sit alanında kalıp kalmadıkları ve kalmakta iseler hangi derecedeki sit alanında kaldıkları hususunda ve ayrıca taşınmazların sit haritaları üzerindeki konumlarını da gösterir şekilde ayrıntılı rapor aldırılmalı, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların tarımsal niteliklerini bildiren, zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazlar üzerindeki ağaçların miktar, yaş, cins ve aşı yaşlarını açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişme konusu taşınmazların, önceki ve şimdiki nitelikleri, arazilerin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadıkları ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, belirtilen dönemlere ilişkin memleket haritaları ile uydu fotoğrafları yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki aldırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de taşınmazların hangi sit alanında kaldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmemesi de isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.