Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4276
Karar No: 2019/7302
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4276 Esas 2019/7302 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4276 E.  ,  2019/7302 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda, dairemiz bozma ilamına direnilmesine dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 6763 sayılı Kanun"un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; murisi ... ’ın 07/08/2005 tarihinde vefat etmesi nedeniyle dava konusu taşınmazda ortak olduğunu, tapudaki intikal işleminin ise 09/11/2009 tarihinde yapıldığını, daha sonra yaptığı araştırmalarda ortak olan davalının taşınmazdan kira geliri elde ettiğini öğrendiğini, davalıya 07/08/2005-07/07/2014 tarihleri arasında hissesine düşen kira bedellerini ödemesi için ihtar çektiğini, ancak ödeme yapılmaması üzerine başlattığı icra takibine davalının vasisinin itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vasisi; alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca dava konusu taşınmazın davalının murisi olan ... tarafından kiraya verildiğini, bu nedenle murisin vefat ettiği 22/10/2013 tarihine kadar elde edilen kira gelirinden davalının sorumlu olmadığını, davacının bir alacağın var olduğu kabul edilse bile hakkından fazlasını talep ettiğini, kiracının stopaj beyanlarına göre 07/07/2009 ila 31/06/2014 tarihleri arasındaki dönemde tahsil edilen kira bedelinin 26.800 TL olduğu, davacının ancak bu tutardan hissesine düşen 4.466,66 TL"yi talep edebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 15.693 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin alacak ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 21/02/2019 tarihli ve 2017/5156 E. 2019/1448 K. sayılı ilamıyla;
    (...1-) Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
    Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
    Dosyanın incelenmesinde; davacının hissesinin bulunduğu taşınmazda, davalının dava dışı kişilerden kira ilişkisinden kaynaklanan kira bedelini alması sonucu, davacının hissesi oranında kira bedellerinin davalıdan tahsili istenilmiş olmakla; davaya bakma görevi de genel mahkeme olan Asliye hukuk mahkemelerine aittir.
    O halde mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın göreve ilişkin hükümleri içerir 2 nci ve devamı maddeleri dikkate alınmak suretiyle, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı gerekçesiyle, dairemiz bozma ilamına karşı direnilmesine, davanın kısmen kabulü ile takibin 15.693 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin alacak ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davanın, açıldığı asliye hukuk mahkemesince hükme bağlandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece verilen direnme kararı yerinde olduğundan, davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-HMK"nın 33 üncü maddesine göre; hakim, Türk hukukunu resen uygular. Diğer bir anlatımla, bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
    Davada, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazın, davalı ortak tarafından üçüncü kişilere kiraya verilerek kira geliri elde edildiği iddiasıyla, davacı ortağın hissesine isabet eden kira parasının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istenilmiştir.
    Bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda bulunduğu bir taşınmazdaki bir kısım hisseleri kendi malıymış gibi kiraya verip paralarını toplamış olması nedeniyle, hak sahibinin o kimseden hissesine düşen kiraların alınması için açacağı davada, 818 sayılı BK’nın 410 (6098 sayılı TBK"nın 526) ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri uygulanır.
    818 sayılı BK’nın 411 inci (6098 sayılı TBK"nın 527 nci) maddesi uyarınca; vekaletsiz iş gören, her türlü ihmal ve ihtiyatsızlıktan mesuldür. O halde, ihmalin ispat edilmesi halinde taşınmazın getirisine hükmolunmalı aksi taktirde elde edilen kiraların iadesine karar verilmelidir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; elbirliği mülkiyetine tabi dava konusu taşınmazın, (davalının kardeşi olan) ortaklardan ... tarafından kiraya verildiği, bu ortağın ölümünden sonra davalının kiralayan sıfatıyla kira ilişkisini devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ...’ın ölümüne kadar olan dönemde elde edilen kira parasının yarısını, sonrasında ise kira parasının tamamını elde eden davalı, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davacının hissesine düşen kira parasını (elde ettiği oranda) iade etmekle yükümlüdür.
    Buna göre, mahkemece; ihmalin varlığının davacı tarafça ispat edilemediği gözetilerek, dosyaya getirtilen kira sözleşmesi, kiracı tarafından sunulan banka dekontları ile Karamürsel Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından bildirilen (gayrimenkul sermaye iradı gelir vergisine esas) kira gelirleri esas alınmak suretiyle, davaya konu dönemde elde edilen kira geliri ile davacının hissesine düşen kira parasından davalının sorumlu olduğu tutarın bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi ve bu tutar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; taşınmazın 2014 yılında serbest piyasa koşullarına göre getirebileceği kira geliri ile bu gelire TEFE ve TÜFE oranlarının uygulanması suretiyle belirlenen önceki yılların kira gelirlerinin esas alınması suretiyle hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile alınan rapor, hüküm vermeye yeterli değildir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda yeniden konunun uzmanı bilirkişilerden rapor aldırmak ve ulaşılacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
    Kabule göre de; davacı tarafından 15/08/2014 tarihinde başlatılan takipte 07/08/2005 ila 07/07/2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin (hisseye düşen) kira parası talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece talep aşılarak 07/08/2005 ila 10/10/2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kira parasının esas alınması suretiyle takibin kısmen kabulüne karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi