Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3254
Karar No: 2020/1682
Karar Tarihi: 12.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3254 Esas 2020/1682 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/3254 E.  ,  2020/1682 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi


    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R


    A)Davacı İstemi:
    Dava, davacının Dinar İlçesi Kınık Belediyesi bünyesinde 15.02.1994 – 22.04.1994 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının Belediye Encümeni "nin 15.02.1994 tarih ve 1 sayılı kararı ile geçici işçi olarak belediyede işe alındığını ve işe giriş belgesi düzenlenerek Kurum"a bildirildiğini, davacının 22.04.1994 tarihinde işine son verildiğini, işlerine son verilen işçilerin listesi işe giriş ve çıkış tarihleri belirtilerek davalı Kurum"a bildirildiğini, davalı idarenin bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Fer"i Müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince ; “Davalı ... İdaresi"nin sunduğu belgelerden, kapatılan Kınık Belediyesi"nin 27/04/1994 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu"na davacının da aralarında bulunduğu on altı kişinin 22/04/1994 işine son verildiğine dair bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır. Toplanan delillerden, davacının çalıştığını iddia ettiği kurumun resmi bir kurum ve resmi kurumlarda yazılı belge ve kayıtların asıl olması, yazılı belge ve kayıtlardan davacının çalıştığının net ve şüpheye yer vermeyecek şekilde anlaşılıyor olması nedeniyle ayrıca bu konuda kamu tanığı ve diğer delillerin toplanmasına gerek duyulmayarak ” gerekçesiyle
    “ Davacının davasının KABULÜ İLE; Davacı ..."un 15/02/1994 ile 22/04/1994 tarihleri arasında Kınık Belediyesinde (6360 S.K. Gereğince tüzel kişiliği İl Özel İdaresine devredilen ve kurumdaki sicil numarası 182902848901-05 olan ) çalışmış olduğunun TESPİTİNE, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı ... İdaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle ; 06.12.2018 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdikleri dilekçe ile bildirdikleri mazeretlerinin mahkemece gerekçesiz olarak reddedildiğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, ön inceleme duruşmasında zamanaşımı def"inde bulunmadıklarının belirtilmesine rağmen cevap dilekçesinde hak düşürücü süre yönünden itirazları bulunduğunu, yerel mahkemece ön inceleme duruşmasında yapılması gereken usulü işlemlerin yapılmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararı kaldırılmasını talep etmiştir.
    Fer-i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Yasa"ya uygun işe giriş bildirgesi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince "" Davacı adına davalı Belediye tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ile davacının 15.02.2014 tarihinde işe başlayacağının fer"i müdahil Kurum"a bildirildiği, davalı Belediye tarafından gönderilen davacının sicil dosyası içerisindeki belgelerden; davacının 15.02.1994 tarihinde geçici işçi olarak işe başladığı ve 22.04.1994 tarihinde işten çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar davalı işveren vekili tarafından istinaf dilekçesinde; mazeretlerinin mahkemece gerekçesiz olarak reddedildiği, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği, ön inceleme duruşmasında yapılması gereken usulü işlemlerin yapılmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de; iş mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanmakta olması, bu itibarla; ön inceleme için ayrı, tahkikat için ayrı duruşma günü tespiti yerine, ön incelemeden sonra mümkünse aynı duruşmada tahkikata geçilebilmesinin benimsenmiş olması, davalı işveren vekilince sunulan mazeret dilekçesinde yokluklarında tahkikat aşamasına geçilmesi yönünde talebinin olması dikkate alındığında davalı işveren vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri yerinde bulunmamıştır.
    Somut olayda; davacı adına davalı işveren tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunması, davalı tarafından gönderilen davacının sicil dosyasında davacının işe başlama ve işten ayrılmasına ilişkin belgelerin davalı tarafından düzenlenmiş olması dikkate alındığında davacının talep ettiği dönemde davalı işyerinde çalıştığı anlaşılmakla da ilk derece mahkemesinin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ” gerekçesiyle ‘’Fer"i müdahil Kurum ve davalı ... İdaresi vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,’’ dair karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı ve feri müdahil vekilleri istinaf taleplerini yineleyerek temyiz yoluna başvurmuşlardır.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava, Dinar İlçesi Kınık Belediyesi bünyesinde 15.02.1994 – 22.04.1994 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden;1 8211 01 01 0028489 003 05 sicil numaralı davalı işyerinin 12.06.1987 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı,14.04.2014 tarihinde kanun kapsamından çıkarıldığı,kapatılan davalı Kınık Belediyesince davacı adına düzenlenmiş ve kuruma sunulmuş 15.02.1994 tarihli işe giriş bildirigesinin bulunduğu, dönem bordrolarının Kurumdan celbedildiği davacının adına rastlanmadığı,davalı tarafından 27/04/1994 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu"na davacının da aralarında bulunduğu on altı kişinin 22/04/1994 işine son verildiğine dair bildirimde bulunulduğu,davacının talep tarihleri arasında hizmet kaydının bulunmadığı, dönem bordrolarındaki tanıkların dinlenmediği, ücret belgeleri, puantaj kaydı gibi resmi kayıtlar araştırılmadan, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri Belediye Başkanlığı olup bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kurum"a bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması, celbedilen bordrolardan döneme ilişkin çalışmayı doğrulayacak yeterli sayıda bordro tanığının dinlenmesi, özellikle mümkünse şef, müdür gibi çalışması sürekli olan çalışanların beyanına başvurulması gerekir. Mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden kurulan hüküm hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, dosyaya celbedilen dönem bordrolarındaki kişileri tespit ederek tanık olarak beyanlarına başvurmak, davalı işyerinden varsa döneme ilişkin ücret bordroları ya da makbuzları, puantaj kayıtları gibi belgeleri, istemek, mümkünse talep dönemindeki şef, ustabaşı, müdür gibi çalışanların beyanlarına başvurmak, davacıya ücretinin ne şekilde ödendiğini araştırmak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ve feri müdahil vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
    12/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi