10. Hukuk Dairesi 2019/4486 E. , 2020/2842 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/2609-2019/592
İlk Derece
Mahkemesi : Mersin 1. İş Mahkemesi
No : 2017/473-2018/93
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacının, davalı apartmanda 16/08/2007 tarihinde kapıcılık, bahçıvanlık hizmeti yapmak için çalışmaya başladığını, davacının 16/08/2007 - 16/01/2011 tarihleri arasında arasız fasılasız, tam zamanlı olarak çalışmasına rağmen, bu çalışmalarının SGK."ya bildirilmediğini, davacının sigorta girişinin yapılmasını talep etmesi üzerine iş akdinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, belirterek davacının 16/08/2007 - 16/01/2011 tarihleri arasında fasılasız, tam zamanlı, asgari ücretle çalışmasının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II- CEVAP:
Feri müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; kurum kayıtlarının tetkikinde, davacının diğer davalı işyerinden bildirilen sigortalı hizmetlerine rastlanılmadığını, davacı tarafça delil olarak Mersin 2. İş Mahkemesinin 2014/143 esas sayılı dosyası sunulmuş ise de Kurumun bu dosyada taraf olmadığını, davacı yaklaşık olarak 4 yıllık sigortalılık talebinde bulunduğunu, bu süre içinde sigortasız çalışma hayatın olağan akışına aykırı olup; davacının tespit talep ettiği tarihlerde yeşil kartının bulunup bulunmadığının da araştırılması ve kurum kayıtlarının aksinin aynı değerde yazılı bir delil ile ispatı gerektiği, ayrıca hizmet tespiti davalarında öncelikle çalışıldığı iddia edilen hizmete ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediğinin, hizmetin geçtiği yıllarda işyerinin gerçekten var olup olmadığı, 506 sayılı Kanun kapsamına alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, devamlılık gösterip göstermediği, tanık beyanlarının geçerliliği ve doğruluğunun araştırılması gerektiği bu nedenle yersiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı tarafça davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bir kapıcının yaptığı ve yapması gereken tüm hizmet ve ifaların davacı tarafından davalı apartmana sağlandığını, mahkemece dosya nitelikli şekilde incelenmeden hüküm kurulduğunu, mahkemece yapılan yargılamada sadece taraf sıfatına haiz kat maliklerinin beyanları dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, davalı apartmana kapıcılık hizmetlerinin davacı tarafından sağlandığının daha önce civar işyerinde çalışan bordrolu tanık ve görgüye dayalı tanık anlatımları ile de ispat olunduğunu bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
B- BAM KARARI
Bölge adliye Mahkemesince “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçelerindeki nedenleri tekrarla Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulması talebinde bulunmuşlardır.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda, davacının 16/08/2007 - 16/01/2011 tarihleri arasında fasılasız, tam zamanlı olarak çalışma iddiasına ilişkin tespit isteminde; Mahkemece, "davacının hizmet tespiti talep ettiği dönem yönünden somut ve yazılı belge sunmadığı, çalışma konusu işin niteliği devamlılık gösterip göstermediği, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konusunda tanık ifadelerinin inandırıcı ve yeterli olmadığı, davacının tespit istenilen dönemde çalıştığı ve çalışmasının sigortalı çalışma niteliği olduğu konusunda mahkememize olumlu ve yeterli bir kanaat gelmediği anlaşılmakla, davacının hizmet tespiti davasının reddine" karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları arasındaki, çalışmanın varlığına veya çalışmanın olmadığına dair çelişkiler giderilmeli, komşu işyeri bordro tanıkları tespit edilerek bunların ifadelerine başvurulmalı, komşu işyeri tanığının bulunmaması halinde ise bu yöndeki kamu tanıkları tespit edilerek dinlenilmeli, davalı apartmanın iskan durumu araştırılarak talep dönemi ile karşılaştırılmalı, taraflar arasında kira sözleşmesi var ise celp edilmeli, kira sözleşmesinin bulunması halinde davalı apartman karar defteri celp edilerek yönetim hesapları kontrol edilerek yönetime kira ödemesi bulunup bulunmadığının tespiti yapılmalı, kapıcı dairesi elektrik, su ve doğalgaz v.s aboneliklerinin kim yada kimler adına olduğunun tespiti yapılarak fatura ödemelerinin kim tarafından yapıldığı yöntemince araştırılmalı, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi"ne, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 04.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.