3. Hukuk Dairesi 2018/2572 E. , 2019/7347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacıların istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...; 09.06.2011 tarihinde arkadaşının ailesinin evinde 4. katta bulunan terasta arkadaşı ile oynarken, 2,30 m. kadar yükseklikte bulunan yüksek gerilim hattından elektrik çarpması sonucu yaralandığını, tedavisinin devam ettiğini, yapı maliki olarak davalı şirketin sorumlu olduğunu ve bu sorumluluğun kusursuz sorumluluk esasına dayandığını, kendisinin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek, vücut bütünlüğünün bozulması nedeniyle BK 54. madde uyarınca çalışma gücünün yitirilmesi suretiyle maddi zarara uğradığından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın, anne ve baba için yaşanan olay ve çocuklarının yaralanmasından dolayı yaşadıkları derin üzüntü ve endişe sebebiyle ayrı ayrı 75.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; 2011 yılında meydana gelen olay nedeni ile açılan davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde davacı ...’in kusurunun bulunduğunu, bu nedenle zarar ile kurum arasında illiyet bağı bulunmadığını, elektrik hattının kamulaştırma işlemlerinin 30.12.1971 tarihinde tamamlandığını, parsel üzerinde irtifak hakkı tesis
edildiğini, ilgili enerji nakil hattının tesis ya da kamulaştırılma aşamasında olayın meydana geldiği binanın mevcut olmadığını, gerekli izinler alınmadan, yasal mevzuata uyulmadan, kaçak olarak yapıldığını, kurumun kendi sorumluluk bölgesinde bulunan hatların bakım ve onarımını eksiksiz olarak yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 321.681,55 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş."den tahsil edilerek davacı ..."e ödenmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, davacı ... için 100.000,00 TL, ... için 30.000,00 ve ... için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş."den tahsil edilerek davacılara ödenmesine, manevi tazminat yönünden fazlaya ilişen talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; “A-Davacıların istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesinden dolayı reddine,
B-Davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile ,davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatlar yönünden HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca kararın bu kısmı kaldırılarak yeniden esas hakkında;
Davacı ..."in maddi tazminat davasının kabulü ile, 321.681,55 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş."den tahsil edilerek davacı ..."e ödenmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile ,davacı ... için 80.000TL ,... için 20.000 TL ,... için 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan, kaza tarihi olan 9/6/2011 tarihinden en itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, elektrik çarpması sonucu oluşan maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu incelendiğinde, zarar gören küçüğün olay tarihinde yaklaşık 13 yaşında olduğu, günlük yaşamını sürdürürken sakatlığı oranında zorlanacağı gerekçesi ile tazminat hesabının 18 yaşından itibaren değil bulunduğu yaştan itibaren hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Zarar görenin yaşı dikkate alındığında kaza tarihinden itibaren maluliyet zararının hesaplanması doğru görülmemiştir. Zarar görenin 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği ve gelir elde etmeye başladığı anda maluliyet zararının oluşacağı esas alınarak hesaplama yapılmalı, bu hususta alınacak yeni bir bilirkişi raporuna göre tazminat hesabı yapılarak karar verilmelidir.
O halde mahkemece, açıklanan ilkeye uygun düşmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açılanan nedenlerle; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.