Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3899
Karar No: 2020/2851
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/3899 Esas 2020/2851 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/3899 E.  ,  2020/2851 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2018/599-2019/479
    İlk Derece
    Mahkemesi : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
    No : 2015/511-2017/640

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, kurum sigortalısı ..."nın meslek hastalığına yakalanıp sürekli iş göremez durumu girmesi nedeniyle kendisine gelir bağlandığını, geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını ve tedavi gideri yapıldığını, meydana gelen meslek hastalığında davalı işverenin kusurlu bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talebin saklı kalmak kaydıyla 15.407,58 TL kurum zararının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuan tahsilini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı şirket vekili; talebin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi tarafından, ‘davanın reddine’ şeklinde karar verilmiştir.
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Adli Tıp Genel Kurul raporunda menfi yada müsbet tespit yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    B-BAM KARARI
    İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi"nin 29/12/2017 tarihli, 2015/511 Esas - 2017/640 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, aynı istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı ,olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. maddesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
    Buna göre; işverenin ve üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
    Dosyanın tetkikinde; sigortalının davalı İivere ait işyerinde reyon elemanı olarak 10/03/2005 - 31/12/2012 tarihleri arasında çalıştığı, elektrik aydınlatma bölümünde elektrik kablolarını makaraya sarıp istifleme görevini yaptığı, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin iki ayrı raporunda sigortalıda sağ omuzda impingement sendromu tanısının konulduğu, bu raporları esas alınarak Kurum Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 14/05/2014 tarihli raporda ‘sağ omuzda impingement sendromunun’ mesleki hastalık olduğu, sigortalının meslekte kazanma gücü kaybı oranının %18,0 olarak tespit edildiği, kontrol kaydının bulunmadığının belirtildiği, yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve ATK Genel Kurulu’nun raporlarında ise benzer mahiyette; sigortalı ..."ın sağ omuz impingement sendromu olduğu, kişinin normal günlük aktiviteleri veya tekrarlayan travmalar sonucu olabilen bir sendrom olması nedeniyle hastalığın mesleki olup olamadığının belirlenemeyeceğinden maluliyet tayinine mahal olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
    Her ne kadar Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve ATK Genel Kurulu raporlarında, mevcut arazın mesleki olup olmayacağının belirlenemeyeceğinden bahsedilmiş ise de, Mahkemece, sigortalıdaki mevcut arazın davalı işverene ait işyerindeki çalışmalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünde yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğu belirgindir. Sigortalının beyanı alınarak, bu şikayeti ile ilgili olarak daha önce hastaneye başvurup başvurmadığı sorulmalı sonuca göre ne tür tedavilerin uygulandığı buna ilişkin hastane kayıtları getirtilmeli ve irdelenmeli, sigortalının bu şikayeti ile ilgili daha önce davalı işverene bir başvurusu olup olmadığı araştırılmalı yani sigortalıdaki mevcut ‘sağ omuzda impingement sendromunun ‘oluşmasında davalı işverene ait işyerindeki çalışmalarının bir tesiri olup olmadığı şüpheden uzak bir şekilde belirlenip sonuca göre karar verilmelidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi