Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7596
Karar No: 2014/26138

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/7596 Esas 2014/26138 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir ancak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiştir. Kararda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 237. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. ve 114. maddeleriyle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamalara göre, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait istem sonucunun aynı olması gerektiği belirtilmiştir. Kararda açıklandığı gibi, işbu eldeki 2. davada da tesis edilen işlemin iptali ile 01.07.2004 tarihinden itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin olduğu, bu sebeple iki dava arasında dava konusuna yönelik olarak ayniyetin bulunmadığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak, mahkemenin eksik inceleme sonucu kesin hükmün varlığı yönündeki yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar vermesi, usul ve yasaya aykırı bularak karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 237. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesi
10. Hukuk Dairesi         2014/7596 E.  ,  2014/26138 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Mersin 5. İş Mahkemesi
    Tarihi :23.01.2014
    No :2012/169-2014/32

    Dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    26.09.2002 günü Sosyal Sigortalar Kurumu’na yönelttiği yaşlılık sigortasından aylık tahsis başvurusu reddedilen davacı sigortalının Mersin İş Mahkemesi’ne 31.01.2003 tarihinde ilk davasını açarak 01.10.2002 günü itibarıyla aylık bağlanmasını istediği, mahkemece tahsis koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddedildiği, 23.12.2003 tarih ve 91/1069 sayılı anılan hükmün Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nce 14.06.2004 gün ve 2510/5747 numaralı ilamla onanarak kesinleştiği, 04.06.2004 tarihli ikinci tahsis başvurusu üzerine davacıya bu kez 30.09.2002 – 31.05.2004 dönemindeki 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığı da gözetilerek söz konusu Kanun hükümleri gereğince 01.07.2004 gününden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, sonrasında 2012 yılının Haziran ayında Kurumca yapılan değerlendirmede ise ilk davada verilip kesinleşen yargı kararına dayanılarak aylığın başlangıç tarihi itibarıyla iptal edildiği anlaşılmakta olup işbu davada istem, Kurumca tesis edilen bu işlemin iptali ile 01.07.2004 günü itibarıyla aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkindir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237. maddesinde, kesin hükmün, ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerli olduğu, kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için iki tarafın, dava konusunun ve dayanılan sebebin aynı olmasının gerektiği belirtilmiş, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 303. maddesinde de benzer düzenleme yapılarak, bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait istem sonucunun aynı olmasının gerektiği, bir hükmün, davada veya karşılık davada ileri sürülen istemlerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm oluşturacağı açıklanmıştır. Ayrıca 6100 sayılı Kanunun 114. maddesinde, aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması, dava koşulları arasında sıralandıktan sonra 115. maddede, dava koşullarının var olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı, tarafların da dava koşulu eksikliğini her zaman ileri sürebilecekleri, dava koşulu eksikliğini saptayan mahkemece davanın usulden reddine karar verileceği, ancak, bu eksikliğin giderilmesi olanaklı ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde eksiklik giderilmediği takdirde davanın usulden reddedileceği bildirilmiştir.
    Mahkeme kararının şekli anlamda kesinliğinden, o karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağı anlaşılmakta olup mevzuatımızda şekli anlamda kesinlik ayrı bir kurum olarak öngörülmemiştir. Şekli anlamda kesin hüküm, maddi anlamda kesinliğin ön koşuludur ve maddi anlamda kesinlik ise yukarıda anılan 237. ve 303. maddelerde düzenlenmiştir. Dava konusu, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur ve bunun davalarda aynı olup olmadığının belirlenebilmesi için ilk davada verilen kararın hüküm fıkrası ile sonrasında açılan davanın istem sonucunun karşılaştırılması gerekmektedir. Dava sebebi ise davanın dayanağı olan vakıalardır. Davanın taraflarına gelince, tarafların her iki davada da aynı sıfat ve konumda bulunmaları zorunlu değildir. Yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı nitelik ve özellikteki kesin hüküm gereğince, bir davada kesinleşen karardan sonra, aynı taraflar arasında, aynı konu hakkında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamamaktadır. Kesin hüküm aynı zamanda kesin kanıt oluşturmaktadır.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, sigortalı tarafından açılan 91/1069 sayılı davada reddedilen istem sonucunun 01.10.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti olduğu, ilk tahsis başvurusundan sonraki çalışmalara ilişkin yeni olgu ve başvurunun yinelenmesi üzerine Kurumca aylığın 01.07.2004 günü itibarıyla bağlanıp sonrasında iptal edildiği, işbu eldeki 2. davanın da tesis edilen bu işlemin iptali ile 01.07.2004 tarihinden itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin olduğu anlaşıldığından her iki dava arasında dava konusuna yönelik olarak ayniyetin bulunmadığı belirgindir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda işin esasına girilerek kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik inceleme sonucu kesin hükmün varlığı yönündeki yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi