4. Hukuk Dairesi 2016/6126 E. , 2018/2588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekilleri Avukat ... ve diğerleri tarafından, davalı ... aleyhine 24/02/2014 gününde verilen dilekçe ile ürün zararı nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; ürün zararı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; taşınmazını kanalizasyon şebekesinden gelen su ile suladığını, davalı fabrikanın atık sularını bu kanala verdiğini ve atık suların kanal suyuna karışması nedeni ile yapılan sulama sonucunda bahçesinde bulunan kayısı ağaçlarının kuruduğunu belirterek maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; müvekkili olan ... tarafından davacının taşınmazının bulunduğu mevkiye atık su tahliyesinin yapılmadığını, davacının taşınmazının bulunduğu mevki ile müvekkilinin atık suları tahliye ettiği yer arasında bir illiyet bağının bulunmadığını ve talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; ziraat mühendisinden alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak davalı ... fabrikasının atık suyunun dava konusu taşınmazdaki ağaçların kurumasına sebep olduğu kesin olduğundan, ayrıca belediye ile davalı fabrika arasındaki protokol gereği de atık suyun kanalizasyona karıştırılmasından ve bu suyun tarımda kullanılmasından ötürü davacının zararının davalının eylemi sonucunda gerçekleştiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemece harita mühendisinden alınan 10/09/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, şeker fabrikasından çıkan atık suyun hangi güzergahı takip ederek belediyeye ait arıtma tesisine gittiğinin ... Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi" ne sorulması gerektiği bildirildiğinden; mahkemece anılan kurumdan getirtilen krokiler doğrultusunda harita mühendisinden alınan 13/01/2015 tarihli ek rapora göre, davalı fabrikanın atık suyunun davacının 1593 parsel sayılı taşınmazına ulaşmadığı, dava konusu taşınmazın merkez ana toplayıcı güzergahına en yakın olduğu kuş uçuşu mesafenin 750 metre olduğu ve kollektör hattı güzergah paftasında sadece merkez ana toplayıcı güzergahı bulunduğundan atık suyun bu taşınmazla bir bağlantısının bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine mahkemece, davacının ürün zararını tespite yönelik olarak alınan 30/09/2014 tarihli ziraat mühendisi raporuna göre; keşif tarihinde davacının taşınmazına gelen sulama kanallarından su akmaması nedeni ile sulama suyu ile ilgili bir inceleme yapılamadığı belirtilmiştir. Mezkur raporun devamında, dava konusu taşınmaza gelen sulama suyunun kirlenme nedeninin davalı fabrikanın atık suyundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi için atık suyun kanalizasyona verildiği noktadan üretim sezonunun değişik zamanlarında atık su numunesi alınarak bu suyun zararlı kimyasallar içerip içermediğinin tespit edilmesi gerektiği belirtildi. Bu doğrultuda, mahkemece 25/03/2015 tarihinde ziraat mühendisinden alınan ek rapora göre; ... Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Labaratuvarlarında değişik zamanlarda yapılmış olan atık suya ait analiz raporları değerlendirilerek, bu suyun tarımsal sulama suyu olarak kullanımının uygun olmadığı ve sulama suyu olarak kullanılması halinde ağaçların kurumalarına neden olacağı belirtilmiştir.
Mahkemece yapılan incelemeler sonucunda ve harita mühendisinden alınan asıl ve ek raporlar doğrultusunda; davacıya ait taşınmaza zarar verdiği iddia edilen atık suyun, davacının 1593 parsel sayılı taşınmazına ulaşmadığı ve bu parsel ile atık suyun ilişkisinin tespit edilemediği bildirilmiştir. Davacının zararının belirlenmesine yönelik olarak alınan ziraat mühendisi raporunda ise, keşif tarihi itibari ile davacının taşınmazına giden sulama kanallarında suyun olmaması nedeni ile suyun akışının tespit edilemediği bildirilmiştir. Hal böyle iken; davacının iddia ettiği ürün zararının davalının eylemi sonucunda meydana geldiği ispat edilememiştir. Mahkemece belirtilen bu hususlar gözetilerek ispat edilemeyen davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.