Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/706
Karar No: 2014/26189

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/706 Esas 2014/26189 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/706 E.  ,  2014/26189 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Manisa 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 21.11.2013
    No : 2009/1098-2013/940

    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davacı Kurum ve davalı T.. E.."ın avukatları ile davalı H.. E.. tarafından temyiz edilmesi üzerine,temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 30.05.2006 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa"nın 10, 26 ve 87. maddeleri uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. (HMK 27.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, taraflar dinlenmeden, iddia ve delilleri toplanmadan karar verilemez. Hal böyle olunca, ıslah dilekçesinin davalı H.. E.."e yöntemince tebliğ edilmeksizin, ıslaha karşı savunma hakkı verilmeden yargılamaya devam olunarak karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    Somut olayda, inşaat işçisi olan sigortalı gırgır vincin ayarını yaparken, 5. kattan zemine düşerek ölmüş olup, Mahkemece davalı T.. E.."ın asıl işveren sıfatıyla, diğer davalı H.. E.."in ise taşeron sıfatıyla sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
    506 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmüne göre, işveren; sigortalıyı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına giren işlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştıran gerçek ya da tüzel kişilerdir. “Çalıştıran” olgusu, hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Kanun’un “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesi hükmünde ise; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren asıl işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işvereninin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir.Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de; hiçbir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.
    İş kazasını soruşturan iş müfettişi raporunda, H.. E.."in ustabaşı sıfatına sahip olduğunu kabul etmiş, sigorta müfettişine ifade veren T.. E.. ise, diğer davalının işçilik taşeronu olduğunu, işçi temini ve işin kontrolünü üstlendiğini, sigorta bildirimlerini ise kendisinin yaptığı beyan ettiği görülmüştür.
    Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Kurum kayıtları ve taraflar arasındaki sözleşme ve belgeler araştırılarak, konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden 506 sayılı Yasa"nın 87’nci madde kapsamında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu bağlamda özellikle asıl işveren-taşeron ilişkisi yoksa, 3. kişi sıfatıyla, kusurunun bulunup bulunmadığını irdeleyen rapor alınmalıdır.
    Ayrıca, 506 sayılı Yasa"nın 10. madde şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun yöntemince araştırılması gerekmektedir.
    506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
    (Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""
    Düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için;işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
    İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı belirlenmeli, varsa, işveren tarafından verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi saptanmalı, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde tespit edilmeli ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek, somut olayda, 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek, varılacak sonuca göre, bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum ve davalı T.. E.. avukatları ile H.. E.."in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi