3. Hukuk Dairesi 2021/1003 E. , 2021/4102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dosyalar davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada, davacı ... birleşen 2012/136 Esas sayılı davada, davacı ... birleşen 2012/180 Esas sayılı davada; murisleri ..." in 09/03/1996 tarihli vasiyetnamesiyle Kuzyaka Köyü sınırları içerisinde bulunan taşınmazını davalıya vasiyet ettiğini, bu durumu Sulh Hukuk Mahkemesindeki dava sırasında öğrendiklerini, vasiyetname başlığını taşıyan belgenin şekil şartlarını ihtiva etmediği gibi bakım sözleşmesi hükümlerine de aykırı olduğunu ve bu nitelikle dahi geçerliliğinin bulunmadığını, davalının 16 yıldır İstanbul’da oturduğunu, cenazeye dahi gelmediğini, hiçbir şartı yerine getirmediğini, murisi borçlandırdığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmişlerdir.
Davacı ...., birleşen 2012/208 Esas sayılı davada; vasiyetnamedeki el yazısının murisi ..."e ait olmadığını, davalının vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte ve yakın tarihlerde murisin yanına dahi gitmediğini, ayrıca vasiyetnamede murisin doğum tarihinin de yanlış yazıldığını, murisin davalıya mal bağışlamayacağının davacı ve kardeşleri dışında tüm köy halkınca da bilindiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı; vasiyetnamenin el yazısı ile düzenlendiğini ve TMK"nın 538.maddesi gereğince geçerli olduğunu, davacıların diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; asıl davanın ve birleşen 2012/136 ve 2012/ 180 Esas sayılı davaların kabulüne, Davacı... tarafından açılan 2012/208 Esas sayılı davanın reddine; davacı ... tarafından yöneltilen taleplerin feragat nedeniyle reddine; muris ... tarafından düzenlenen 09/03/1996 tarihli vasiyetnamenin iptaline dair verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 19/03/2018 tarihli ve 2018/1063 E. 2018/2665 K. sayılı ilamla; asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; asıl ve birleşen davaların kabulü ile muris ... tarafından düzenlenen 09/03/1996 tarihli vasiyetnamenin iptaline, davacı ... tarafından yöneltilen taleplerin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, asıl ve birleşen davalarda davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Bilindiği üzere, Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur.
Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Eş söyleyişle, kesinleşmiş olan bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece verilen ilk hükümde; davacı ..... tarafından açılan ve asıl dava ile birleştirilen 2012/208 Esas sayılı davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı ...... tarafından temyiz edilmediği, sadece davalı tarafın temyizi üzerine bozulduğu görülmektedir. Bu şekilde, ilk hükümde davacı ... ...tarafından açılan birleşen davanın reddine yönelik hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece; davacı ... ...tarafından açılan 2012/208 Esas sayılı birleşen davanın reddine yönelik hükmün kesinleştiği gözetilerek yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bozma sonrası davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nin 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.