11. Hukuk Dairesi 2020/181 E. , 2020/1170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/11/2016 tarih ve 2014/1015 E- 2016/647 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/07/2017 tarih ve 2017/435 E- 2017/449 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi ile davalı şirket arasında akdedilen 07.03.2005 tarihli acentelik sözleşmesinde diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil borçlu sıfatıyla yer aldıklarını, davalı şirketin yetkili acente sıfatıyla müvekkili sigorta şirketi adına prim tahsil etmeye ve poliçelere ilişkin primleri sözleşme koşulları ve sigortacılık kanunu hükümleri uyarınca belirlenen sürelerde müvekkili sigorta şirketine ödemek zorunda olduğunu, ancak davalı acentenin akdi ve kanuni yükümlülüklerine uymayarak müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu borcunu ödemediğinden sözleşmenin feshedildiğini, ödenmeyen alacağın tahsili için davalılar aleyhine girişilen icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının alacağını ispatla yükümlü olduğunu, alacağın dayanağının hangi poliçe veya poliçelere ait olduğunu açıklamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, davacı ... ile davalı ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. arasında sigorta/prim tahsil etme acentelik sözleşmesi bulunduğu, diğer davalıların bu acentelik sözleşmesinde müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile yer aldıkları,davalı şirketin acente yetkisiyle tahsil ettiği primleri davacı şirkete ödeme borcu altında olduğu, davalı acentenin primleri tahsil etmekle davacı tarafa ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayamadığı, davalı şirketin ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının ticari defterlerinde icra takibine konu alacak miktarı kadar alacağının bulunduğu, buna göre yine davacının davalılardan işlemiş faiz olarak 26.937,19 TL faiz talep edebileceği gerekçesiyle davanın asıl alacak yönünden kabulüne, davalıların icra takibine vaki itirazlarının 55.662,53 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibin hesaplanan 26.937,19 TL avans faizi üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden davacı yararına %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, dava konusu alacağın dava dışı sigortalılar Baytaş Ltd. Şti., Ayşe Yılmaz, ...Lojistik Ltd. Şti. adına düzenlenmiş toplam 4 adet poliçeden kaynaklandığı, davalılar vekili sigortalılar Baytaş Ltd. Şti. ve Ayşe Yılmaz adına düzenlenen poliçelerin primlerinin ödendiğini savunmuş ise de bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği, sigortalı ...Lojistik Ltd. Şti. adına düzenlenen poliçelerin geçerlik kazanmadığı iddia edilmişse de bunu ispata yarar olduğu ileri sürülen ihtarnamelerin dosyaya sunulmadığı, eş anlatımla davalılar tarafından savunmaya yönelik herhangi bir delilin dosyada ibraz edilmediği, sigortalı ...Lojistik Ltd. Şti. adına düzenlenmiş poliçeler dikkate alındığında davalı şirketin bu poliçelerden dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu, adı geçen dava dışı şirket tarafından davalılar vekiline hitaben yazılı belgeye itibar edilemeyeceği, öte yandan her ne kadar istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de kamu düzenine aykırı olduğundan, sözleşmenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesi gereğince kefaletin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılması kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın gösterilmesi gerektiği, aksi halde sözleşmenin geçersiz olacağı, 12.04.1944 tarih ve 14/13 sayılı İçtihatı Birleştirme kararında da sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup olmadığının ve sözleşme içeriğinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup bulunmadığının hakim tarafından resen gözetilmesi gerektiğinin belirtildiği, somut olayda kefillerin sorumlu olduğu limitin de belirtilmemiş olduğu ve sözleşmenin bu nedenle kefiller açısından geçersiz olduğundan kendilerinden bir talepte bulunulamayacağı gözetilmeksizin bu davalılar yönünden davanın kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle, HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2016 tarihli, 2014/1015 E- 2016/647 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davalı kefiller ... ve ... yönünde açılan davanın reddine, ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne, davalı ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4310 E. sayılı icra takibine vaki itirazının 55.662,53TL asıl alacak ve 26.981,08 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 82.643,61 TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 11.132,50 TL icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.233,38 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 23,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.