22. Hukuk Dairesi 2017/35117 E. , 2019/18157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı davalı şirketin işletmekte olduğu ... Dinlenme Tesisinde, 12/04/2012 tarihinde işe başladığını, ilk işe akaryakıt pompa görevinde başladığını, davacının kullanmaya uygun ehliyeti ve belgeleri olmamasına rağmen yedek şoförlük işi verildiğini, şoförün izinli olduğu gün, personel servisini kullandığını, bu işin yanı sıra davacının temizlik, yıkama ve pompa, çamaşır ve ütü de yaptığını, maaşlarını elden aldıklarını, Savaş Selçuk isimli şahsın ara dinlenmesi yaptığı için hakkında tutanak istenmiş tutanağı imzalamak istemeyince işten atıldığını belirterek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda; Mahkemece, davacının ücret bordrolarının incelenmesinde işçinin imzasının bulunduğu ve ihtirazi kayıt olmadığı belirtilerek fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 31.07.2013 tarihli rapor ekinde yer alan 22.07.2013 tarihli tutanak ile tespit edilen hususlar ve işçilere ait ifade tutanaklarında yer alan beyanlar dikkate alındığında işyerinde fazla çalışmanın bordrolara yansıtılandan daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu doğrultuda imzalı bordrolarda yer alan tahakkuklardan daha fazla çalışıldığı yazılı delil ile ispatlanmış olup alacağın mevcut delillere göre hesaplanması ve ardından bordrolarda yer alan miktarların mahsup edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. Bu hususlar gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde feshedilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın normatif dayanakları 4857 sayılı Kanunun 24/II –(e) maddesidir. Sözü edilen hükümlere göre İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, işçinin iş akdini haklı olarak feshetme imkanı doğmaktadır.
Yukarıdaki bent kapsamında taraflarca sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının iş aktini feshettiği tarihte ödenmeyen ücret alacakları bulunlunduğu taktirde davacının iş aktini haklı nedenle fesh ettiğinin kabulu gerekir. Hal böyle olunca davacı İş Kanunu 24/II –(e) maddesi gereğince iş akdini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 03.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.