7. Hukuk Dairesi 2021/261 E. , 2021/1919 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mera tahsis kararının iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; bir kısım davalılar açısından karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... Valiliğine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 22.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... Tüzel Kişiliğine karşı açılmış olan davada; davacı ve davalı tarafların ""taraf sıfatları"" kalmadığından, davacı ve davalı sıfatlarının birleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... Valiliğine karşı açılmış olan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, 6360 sayılı Yasa gereği davaya dahil edilen ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
T.C. Adalet Bakanlığı"nın, 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihe ilişkin kararıyla, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanununun 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı karar altına alınmış, 5235 sayılı Kanunun geçici 2/1 maddesinde, “Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmi Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve Resmi Gazete’de ilan yapılarak Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 günü itibariyle fiili olarak göreve başlayacakları bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun geçici 3/2. maddesi, "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 01/07/2016-6723 S.K./34. madde) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." düzenlemesini içermektedir.
Somut olaya gelince;
Mahkemece temyize konu edilen esasa ilişkin verilen kararda, daha önce asliye hukuk mahkemesi ile kadastro mahkemesinin görevsizlik kararı vermesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06.11.2014 tarihli, 2014/10162 Esas - 2014/15278 Karar sayılı yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararı, bozma ilamı olarak değerlendirilerek temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiş, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine de temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya dairemize gönderilmiş ise de;
İstinaf kanun yolunun yürürlüğe gireceği ilan edilen 20/07/2016 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulmuş bir karar hakkında bu kararın kesinleşmesine kadar geçecek süreçte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun istinafa ilişkin düzenlemeleri eklenmeden önceki hali uygulanmaya devam edilecektir. 20/07/2016 tarihinden önce bir dosyada verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa, o karar Yargıtayca bozulmuş olsa dahi bundan sonra verilecek kararlarla ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun istinafla ilgili değişikliklerinin yapılmadan önceki haline ilişkin düzenlemeler gereği temyiz kanun yoludur.
Ancak, dosya kapsamında 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulmuş bir karar bulunmamaktadır. Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun geçici 3/2. maddesiyle, taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulmayan iki mahkemenin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi üzerine, son görevsizlik kararını veren mahkemece zorunlu olarak yargı yerinin belirlenmesi için doğrudan Yargıtaya gönderilen kararların kastedilmediği açıktır. Bu nedenle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06.11.2014 tarihli, 2014/10162 Esas - 2014/15278 Karar sayılı yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararı da tarafların temyiz kanun yolunu kullanmaları üzerine yapılan inceleme üzerine verilen bozma ilamı gibi görülemeyecektir.
Temyize konu edilen karar bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra 22.11.2017 tarihinde verildiğinden ve dosya kapsamında Yargıtayın bozma ilamı da bulunmadığından "temyiz" ibaresi taşıyan dilekçe konusunda kanun yolu değerlendirilmesi yapılmak üzere dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle "temyiz" ibaresi taşıyan dilekçedeki talep konusunda kanun yolu değerlendirilmesi yapılmak üzere dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.