Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14158
Karar No: 2019/6242
Karar Tarihi: 04.12.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14158 Esas 2019/6242 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, miras bırakanı olan Hasan'ın mirastan mal kaçırma amaçlı olarak ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiği taşınmazın tapu iptali ve tescil-tenkisi için dava açmışlardır. Mahkeme, temliki işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Ancak temyiz mercii, bu işlemin gerçekten bakım amacıyla yapıldığı ve mirasin mal kaçırma iradesinin olmadığı sonucuna vararak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Kararda, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinin tanımı yapılmış ve bakım alacaklısının özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramanın hukuki dayanağı olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse bu durumda akdin ivazlı (bedel karşılığı) olmadığı sonucuna varılmıştır. Son olarak, kararda kullanılan kanun maddeleri şunlardır: Türk Borçlar Yasası'nın m. 611, m.614 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun m.428.
1. Hukuk Dairesi         2016/14158 E.  ,  2019/6242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil;olmadığı takdirde, tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, miras bırakanları Hasan’ın kayden maliki bulunduğu 371 ada 2 parsel sayılı taşınmazını davalı gelini Bahriye’ye ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile;olmadığı takdirde, tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davaya cevap vermemiş,yargılama aşamasında davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliki işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;miras bırakan Hasan"ın 23.03.2013 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak davacı çocukları Asım, Ayhan, Satı, Hatice ile dava dışı kızı Nebiye ve dava dışı oğlu Orhan"ın kaldığı, miras bırakanın kayden maliki bulunduğu 371 ada 2 parsel sayılı taşınmazını davalı gelini Bahriye"ye 16.02.2011 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiği, davalı ..."nin murisin oğlu Orhan"ın eşi olduğu görülmektedir.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.614).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe) bağlı bir sözleşme türü olup TBK"nun 611. maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan malvarlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; hem davacı tanıkları hem de davalı tanıkları murisin davalı gelini ile birlikte oturduğunu ve murise davalı tarafından bakıldığını bildirmişler, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir bilgi ortaya koyamamışlardır.
    Diğer taraftan, miras bırakan sağlığında bakılmadığı iddiasıyla bir dava açmadığına göre;davalının bakım borcunu yerine getirdiğinin kabulü zorunludur. Ayrıca, muris, sözleşmenin düzenlendiği tarihte 80 yaşındadır. Bu durumda, miras bırakan Hasan yaş itibariyle de bakıma muhtaçtır. Kaldı ki, bakma aktinin yapıldığı tarihte bakım alacaklısının bakıma muhtaç bulunduğu koşulunu aramak kanunda yer almayan bir unsuru ilave etmek olur.
    Öte yandan,murisin çekişmeli taşınmaz dışında paydaşı ve müstakil maliki olduğu başkaca taşınmazlarının da bulunduğu; bu itibarla, mal kaçırma kastıyla hareket etseydi sadece dava konusu taşınmazı değil, diğer taşınmazlarını da davalıya temlik edebileceği açıktır.
    Tüm bu somut delil ve olgular,yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; temlikin gerçekten bakılmak amacıyla yapıldığı ve murisin mal kaçırma iradesinin olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca,davanın reddine karar verilmesi gerekirken;yanılgılı değerlendirmeyle, davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasa"nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi