
Esas No: 2017/27329
Karar No: 2020/2720
Karar Tarihi: 17.02.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/27329 Esas 2020/2720 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının inşaat demircisi olarak davalı işyerinde 02.10.2009- 17.07.2014 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının devamsızlık yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, hafta tatili ücret alacağı bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ilkeler, hafta tatili ücret alacağı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, davacı hafta tatilinde çalıştığını iddia etmiştir. Davalı taraf ise dönüşümlü hafta tatili izin kullanımı uygulaması olduğunu, davacının da aynı şekilde hafta tatillerini ay içinde 2 Pazar ve hafta içi 2 gün şeklinde kullandığını savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen tek davacı tanığı haftada bir pazar günleri tatil yaptıklarını belirtmiştir. Davalı tanığı ... ise "Haftanın tüm günlerinde çalışıyorduk." şeklinde beyanda bulunmuştur. Diğer davalı tanığı ... ise "Cumartesi pazar günleri çalışıyorduk. Ama istediğimiz zaman hafta içerisinde çalışmıyorduk. İzin alıp gidiyorduk. Biz ayda 18-20-25 gün çalışırdık." demiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama hüküm altına alınmış ise de, mahkemece tanık beyanlarındaki çelişkiler aydınlatılmadan varılan sonuç yerinde olmamıştır.
Anılan sebeple, öncelikle tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle , hafta tatiline ilişkin detaylı bilgileri sorulmalı; çelişki giderilmeye çalışılmalı; hafta tatiline yönelik talep yeniden değerlendirilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.