8. Hukuk Dairesi 2014/17702 E. , 2016/1765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası Alacağı
... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne dair ... 2. Aile Mahkemesi"nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, ... havale tarihli dilekçede bildirdiği dört adet taşınmaz ile tespit edilecek diğer taşınmazlar, iki adet araç, dört adet banka mevduat hesabı ve ekli listede belirtilen ziynet eşyaları ile ilgili olarak mal rejiminin tasfiyesi ile 20.000-TL alacak isteğinde bulunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gerekçe kısmında ... parselde bulunan 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler, ... parselde bulunan 14 nolu bağımsız bölüm ile ... nolu parselin 1/2 hissesi yönünden davacının katılma alacağı bulunmadığından taşınmazlar yönünden taleplerinin reddine; ... plakalı araçtan dolayı davacının 31.500-TL katılma alacağı hesaplandığı, 69 plakalı araçtan dolayı davacının 5.059,50-TL katılma alacağı olduğu belirlendiği; davalının ..."ta bulunan mevduat hesabındaki meblağ nedeniyle davacının 1.640,00-TL katılma alacağı hesaplandığı; bilirkişi raporunda A başlığı altında gösterilen ziynet eşyalarının bedelinin 61.680,48-TL olarak belirlendiğinden davacı 20.000-TL talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak 20.000-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği açıklanarak davanın kabulü ile 20.000-TL"nin dava tarihinden geçerli yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, gerekçede zikredilmeyen ziynet eşyaları ve ıslah ile ilgili olarak davacı vekili tarafından usul açısından ve gerekçede zikredilen ziynet eşyaları, araçlar, banka mevduat hesabı ile ilgili olarak esas açısından davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 294 ve devamı (Mülga HUMK’nun 382 ve devamı) maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi yazılacak gerekçenin, verilen hükme uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır.
./.
Bu minvalde, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nun 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
Somut olayda Mahkemece, hüküm kısmında davanın kabulüne, 20.000-TL"nin dava tarihinden geçerli yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçede dava konusu taşınmazlardan dolayı davacının katılma alacağı bulunmadığından taşınmazlar yönünden taleplerinin reddine karar vermek gerektiği açıklanmıştır.
Bu durum karşısında, hüküm ile gerekçenin çelişik olması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya, 345,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.