8. Hukuk Dairesi 2014/20581 E. , 2016/1768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak
... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.06.2014 gün ve 1016/442 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... Geçmiş vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 20.473,04-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 6099 sayılı Kanunla Değişik 21/2.maddesine göre “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.". Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.". Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda; davalı adına düzenlenen dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün tebliğine ilişkin tebligatların dağıtıcı tarafından “muhatabın gösterilen adresten taşındığı, bağlı mahalle muhtarlığı mernis kayıtlarında mevcut göründüğünden Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesi gereğince mahalle muhtarına tebliğ olunup 2 nolu haber kağıdı bırakıldı” şerhi ile tebliğ edildiği, tebliği çıkaran merci tarafından tebliğ evrakı üzerine, bu
adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması nedeniyle, tebligatın Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiğine ilişkin bir şerh verilmediği görülmektedir. Adresin mernis adresi olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığından yapılan tebliğ işlemlerinin Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesine uygun olduğundan söz edilemez. Bu haliyle dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün tebliği geçersizdir.
Diğer yandan, mahkemece ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçildiğine göre, davalının HMK"nun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Ne var ki, 27.03.2012 tarihli ön inceleme duruşmasında bu yönde ara karar kurulduğu halde mahkemece tahkikat duruşma gününün davalıya tebliğine ilişkin tebligat çıkarılmadığı, bu yasal zorunluluğun gereği yapılıp, davalının tahkikat duruşmasında bulunmasına olanak sağlanmadığı belirlenmiştir. Bu durum da, hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen (HMK"nun 27. maddesi) önemli bir usul hatasıdır.
Dava 29.12.2011 tarihinde açılmıştır. O halde, mahkeme öncelikle davalı tarafa dava dilekçesinin usulünce tebliğ edilmesi (HMK. m. 122), dilekçelerin değişimi (teatisi) aşamasının tamamlanması (HMK.m.126-136), daha sonra ön inceleme ve duruşmasının yapılması (HMK. M. 137-142) ile tahkikata geçilmesi halinde, davalı delil bildirdiği takdirde davalı delilleri de toplanıp, gerçekleşecek sonucu uyarınca dava hakkında bir karar verilmesi gerekir. Gerekli tebligatlar yapılmadan davayla ilgili yargılama yapılması ve karar verilmesi ilgili tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmaması sonucunu doğurur. Bu nedenlerle, hükmün açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 350,00 Tl peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 02.02.2016 tarihinden oybirliğiyle karar verildi.