Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/13464
Karar No: 2022/12822
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13464 Esas 2022/12822 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/13464 E.  ,  2022/12822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.03.1991-31.05.2016 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde ilk olarak şube sekreteri daha sonrasında ise şef olarak çalıştığını, işverenin kurum kayıtları sürekli değiştiği hâlde davacının işyerinin hiç değişmediğini ve aralıksız aynı işyerinde çalıştığını, 01.....2016 tarihinde eşinin işine son verilince davacının da işine son verildiğini, davacının 08.00 ile 22.30-23.00 saatleri arasında haftanın 6 günü aralıksız çalıştığını, son net ücretinin 2.500,00 TL olduğunu beyanla ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ile ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket nezdinde sadece 01.03.2006-18.12.2012 tarihleri arasında çalıştığını, davacının müvekkili Şirketteki ... sözleşmesini kendi isteği ile tazminata hak kazanamayacak şekilde sonlandırdığını, müvekkili Şirkette çalışmanın hafta içi 08.30-18.30 saatleri arasında olduğunu, cumartesi günleri ise 08.30-13.30 saatleri arasında çalışıldığını, davacının dinlenme ve yemek molaları dışında toplam çalışmasının haftalık 45 saat yasal çalışma süresini geçmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2018 tarihli ve 2016/575 Esas, 2018/341 Karar sayılı kararıyla; davacının 19.03.1991-31.05.2016 tarihleri arasında 3.008,00 TL brüt ücretle davalıya ait işyerinde çalıştığı, ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden bulunmaksızın feshedildiği, 25 yıl 2 ay 12 gün hizmet süresinin karşılığı 512 gün yıllık ücretli izin hakkından 116 gün kullandığı ve 396 gün bakiye izin hakkının bulunduğu, tanık beyanına göre davacının ulusal ... ve genel tatil, ikramiye ve fazla çalışma ücretine hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 12.07.2021 tarihli ve 2019/63 Esas, 2021/947 Karar sayılı kararıyla;
    "...Davacının 19/03/1991-09/09/1992 tarihleri arasında davalı ... yerinde, 10/09/1992-28/02/2006 tarihleri arasında ... ... yerinde, 01/03/2006-18/12/2012 tarihleri arasında davalı ... yerinde, 19/12/2012-31/05/2016 tarihleri arasında ... ... yerinde çalıştığı,Yargıtay 22 Hukuk Dairesinin kararları gereğince ... isimli acentenin davalı ile arasındaki acentelik sözleşmesinin bağımsızlık unsuru olmamasından dolayı muvazaalı olduğu, bu nedenle davalının ... Acentesinde en son şef olarak çalışan davacının baştan itibaren davalı şirket işçisi olduğu kabulünün yerinde olduğu, çalışmanın geçtiği yerin ... ilçesi olması nedeniyle ... Mahkemeleri davaya bakmakla yetkili olduğundan davalının yetki itirazının yerinde olmadığı,davalı tarafça davacının işi kendisinin bıraktığı iddia edilmiş ise de; 25 yılı aşkın süre çalışması bulunan davacının tüm haklarını bertaraf eder şekilde işinden istifa ettiğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ispat yükü kendisinde olan davalı işverenin feshin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat edemediği, dinlenen davacı tanıklarının da davacının eşi olan davalı acentesi ...'ın işine son verilmesi üzerine aynı anda eşi olan davacının da işine son verildiği beyanları karşısında feshin işveren tarafından haklı veya geçerli sebeple yapıldığı ispatlanamadığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, ihbar önellerinin de kullandırıldığının ispatlanamadığı, davacının hizmet süresine göre toplam 512 gün yıllık izne hak kazandığı, davacının 26/07/2018 tarihli isticvap beyanı ile doğumları nedeniyle 90 gün izin kullandığını kabul ettiği, ayrıca yıllık izin formlarına göre 26 gün daha izin kullandığının anlaşılması nedeniyle bakiye yıllık izin süresinin 396 gün olduğu, davalı tarafın ikramiye alacağına ilişkin istinaf talebi bulunmadığı, davacının eşi olan ... tarafından yıllık izin kayıtlarının davalıya kasten verilmediği iddiasının davacı işçiye karşı ileri sürülemeyeceği, tanık anlatımları kapsamında davacının son 2 yıl, haftada 13,5 saat, öncesinde haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kabulünün ve keza 29 Ekim, 1 Ocak, 1 Mayıs ve dini bayramlar dışında arefe günü dahil pazar gününe denk gelmediği takdirde çalıştığı tesbitinin dosya kapsamına uygun olduğu, davalı tarafın fazla çalışma ve ... alacaklarının ödendiğini ispatlayamadığı, fazla çalışma ve ... alacaklarının belirsiz alacak davası niteliğinde tahsili istendiğinden ıslah zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, yıllık izin yönünden hakim tarafından yapılan hesaplamanın,diğer alacaklar yönünden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların dosya kapsamına ve delil durumuna uygun olduğu, her ne kadar davalı taraf davaya süresinde cevap vermemiş ve 24/01/2017 tarihinde yapılan ön inceleme duruşması bitip, tahkikata geçildikten sonra ilk kez davalı vekilinin süresinden sonra dava zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, bilirkişinin süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu kabulü ile 02/10/2017 tarihli raporunu tanzim ettiği, davacı tarafın rapora bu yönü ile itirazda bulunmayıp dava zamanaşımı gözetilerek yapılan hesaplamaya itibar edilen bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ve arttırım talebinde bulunduğu, ıslah ve arttırım dilekçesini sunmasından sonra davacı vekilinin rapora itirazlarda bulunduğu ve bunun üzerine ek rapor alındığı, dava zamanaşımı defi süresinde yapılmamış ise de dava zamanaşımı gözetilerek yapılan bilirkişi hesaplamasına itibar eden şekilde davacı tarafın ıslah ve arttırım dilekçesini sunması karşısında mahkemenin taleple bağlılık gereği dava ve ıslah ve arttırım dilekçeleri kapsamında fazla çalışma ve ... alacaklarına karar vermesinin sonuç itibariyle doğru olduğu, ..." gerekçesi ile davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    2. Dairemizin 07.12.2021 tarihli ve 2021/10653 Esas, 2021/16238 Karar sayılı bozma ilâmında; davacı tarafından açıkça muvafakat edilmeyen ve davalı tarafından cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla da ileri sürülmeyen zamanaşımı def'ine değer verilmesi isabetli olmayıp davacının süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'ine karşı hemen ve açıkça karşı çıkmaması ve suskun kalmasının zamanaşımı def'ini geçerli hâle getirmeyeceği, davacı tanığı S.Ö’nün; “işyerinde yapılan düzenleme ile son 4 yıl çalışmanın saat 19.00’da sona erdiği” yönündeki beyanları ile davacı tanığı Y.A’nın; “Cumartesi günleri yarım gün çalışılması gerekirken en erken 19.00’a kadar çalışıldığı” yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının fazla çalışma iddiasını son 4 yıl dışında haftanın 5 günü 08.00-21.00, Cumartesi günü ise 08.00-19.00 saatleri 1,5 saat ara dinlenme ile haftalık 22 saat, son 4 yıllık dönemde ise haftanın 6 günü 08.45-19.00 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenme ile haftalık 13,5 saatle sınırlı olarak ispatladığı gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyulmakla;
    "...Yüksek Mahkemenin yukarıda özetle açıklanan bozma gerekçeleri doğrultusunda mahkememizce yeniden yargılama yapılarak özellikle fazla çalışma ücretinin tespitine yönelik bozma ilamında belirtilen esaslara göre hesaplama yapılması için dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir. Dosyaya sunulan 09.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda, zamanaşımı def'i dikkate alınmaksızın davacının son 4 yıllık çalışma döneminde haftada 13,5 saat, son 4 yıllık çalışma dönemi dışında kalan dönemlerde ise haftada 22 saat fazla çalışma yaptığı hususu gözetilerek hesaplama yapıldığı, sonuç itibariyle davacının tüm çalışma dönemini kapsayan 19.03.1991-31.05.2016 tarihleri arasındaki döneme dair 68.887,98 TL /brüt fazla çalışma ücretinin doğduğu, tanık beyanlarına göre hesaplama yapılması nedeniyle emsal içtihatlar dikkate alınarak uygulanan %30 hakkaniyet indirimi sonrasında 48.221,59 TL/brüt fazla çalışma ücretine hak kazandığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 23.05.2022 tarihli beyan dilekçesinde bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen dosyasında davacı vekilinin 01.11.2017 tarihinde ıslah ve arttırma dilekçesi sunduğu, söz konusu dilekçesinde fazla çalışma ücreti yönünden 02.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan miktar olan 42.722,97 TL fazla çalışma ücreti talep ettiği ..." gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirket ile hiçbir bağlantısı bulunmadığını, müvekkili Şirketin davacının işvereni olmadığını ve taraf sıfatını haiz bulunmadığını müvekkili Şirketin işçi alacakları ve diğer hakları yönünden bir yükümlülüğünün olduğundan söz edilemeyeceğini, ıslah zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, kararın gerekçeli olmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının eşi olan acenteden özlük dosyası getirtilmeksizin hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerin tespit edilmediğini, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin gerekçesine yer verilmediğini, davacının işveren vekili konumunda olduğunu ve kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, davacının herhangi bir izin alacağı bulunmadığını, davacının ikramiye alacağı bulunmadığını, davacının alacaklarından en az %50 oranında uygun indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti alacağını ispatı ile davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def'inin dikkate alınmasına ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
    3. Değerlendirme
    1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
    18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi